Özal’ın, İran-Irak Savaşı veya diğer bölgesel meseleler bağlamında, Türkiye’nin dış politikasını mezhepsel bir perspektiften değerlendirdiğini gösteren bir ifadedir. Bu söz, onun dış politikadaki pragmatizminin yanı sıra, zaman zaman reelpolitiği dini ve kültürel kimlikler üzerinden okuma eğilimini de ortaya koyar. Devletin geleneksel laik dış politika dilinden bir sapmadır.