Dilbilgisel Kategoriler: Özdeyiş

Allah’ın verdiği ömrü…

Tam hali “Allah’ın verdiği ömrü onun izninden başka alacak yoktur! Biz de ona teslim olmuşuzdur” olan bu ifade, 1988’deki suikast girişiminden sonra yaptığı konuşmada sarf ettiği, kadercilik ve metanet içeren bir sözdür. Bu ifade, onun sivil dindarlık kimliğinin en güçlü göstergelerinden biridir. Siyasi bir suikastı, ilahi bir imtihan çerçevesinde yorumlayarak, olayı kişisel cesaretinin ve inancının […]

Bayrak İnmez, Ezan Susmaz

Terörle mücadele bağlamında kullanılan ve Türk milliyetçiliğinin iki temel sembolü olan bayrak ve ezanı bir araya getiren güçlü bir slogandır. Bu ifade, mücadeleyi sadece bir toprak bütünlüğü meselesi olarak değil, aynı zamanda ulusun dini ve milli kimliğine yönelik bir tehdit olarak çerçeveler. Söylemin retorik gücü, bu iki kutsal değeri tehlike altında göstererek, verilecek mücadelenin meşruiyetini […]

Bir Cenab-ı Allah’ın, Bir de Türk Milletinin Önünde Eğilirim

Çiller’in siyasi lügatindeki en ikonik ve en sık tekrarladığı ifadelerden biridir. Özellikle medya patronları ve siyasi rakipleriyle girdiği mücadelelerde kullandığı bu söz, kendisini sadece iki üstün güce (Allah ve millet) karşı sorumlu tuttuğunu, bunun dışındaki hiçbir baskı grubuna, kartele veya siyasi güce boyun eğmeyeceğini ilan eder. Bu, kendisini milletin iradesinin yegane temsilcisi olarak konumlandıran ve […]

Demokrasinin alaturkası alafrangası olmaz

Yılmaz’ın demokrasi anlayışının evrenselliğini vurgulamak için kullandığı özdeyiş niteliğinde bir cümledir. Bu ifade, demokrasiyi kültürel farklılıklara veya ülkeye özgü koşullara göre eğip büken, “bize özgü demokrasi” gibi yaklaşımları reddeder. Retorik olarak, Türkiye’de uygulanması gereken demokratik standartların, Batı’daki standartlarla aynı olması gerektiğini savunur. Bu, özellikle AB üyelik süreci ve Kopenhag Kriterleri bağlamında, Türkiye’nin evrensel demokratik normlara […]

Devlet bazen rutinin dışına çıkabilir

Susurluk skandalı sonrası kamuoyuna yansıyan bu ifade , Yılmaz’ın “devlet aklı” ve “derin devlet” gerçekliğiyle olan karmaşık ilişkisini özetler. Bu söz, devletin, hukuk ve meşruiyet sınırlarının ötesinde operasyonlar yapabildiğinin üstü kapalı bir kabulüdür. Retorik olarak çok katmanlıdır: Bir yandan skandalı ve devlet içindeki yasa dışı yapıları küçümseme ve normalleştirme işlevi görürken, diğer yandan siyasi bir […]

Devlet millet içindir

Özal’ın “Devlet millet içindir, millet devlet için değildir” şeklindeki tam ifadesi, onun devlet anlayışındaki devrimin sloganıdır. Geleneksel Türk siyasetindeki devleti kutsayan ve bireyi devlet için bir araç olarak gören anlayışı tersine çevirir. Devleti, bireye ve topluma hizmet eden bir servis mekanizması olarak yeniden tanımlar. Bu söylem, onun liberal bireycilik ve anti-bürokratik duruşunun temelini oluşturur. Siyasi […]

Hizmetlerimizi Vicdanlar Sussa, Tarih Haykırır

Genel başkanlıktan ayrıldığı kongrede yaptığı veda konuşmasında sarf ettiği, geleceğe yönelik bir aklanma ve meşruiyet iddiası içeren bir sözdür. Bu ifade, mevcut siyasi konjonktürde (seçim yenilgisi sonrası) hizmetlerinin ve başarılarının takdir edilmediğini, “vicdanların sustuğunu” kabul eder. Ancak nihai yargıyı verecek olanın “tarih” olduğunu ve tarihin kendi lehine “haykıracağını” iddia ederek, bugünün yenilgisini yarının zaferine dönüştürme […]

Kurşun Atan da Yiyen de…

Tam hali “Bu millet uğruna, ülke uğruna, devlet uğruna kurşun atan da yiyen de her zaman bizim için saygıyla anılır. Onlar şereflidirler” olan bu ifade , 3 Kasım 1996’daki Susurluk Kazası sonrası yapılmış en tartışmalı açıklamalardan biridir. Bu söz, devlet adına hareket ettiğini iddia eden yasa dışı unsurları (Abdullah Çatlı gibi) meşrulaştırma ve onlara sahip […]

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×