Türkiye topraklarında yabancı bir devletin askerinin bulunmasına karşı olan kesin ve net duruşu ifade eden güçlü bir metafordur. “Yabancı asker” yerine “yabancı asker postalı” denmesi, bu varlığı daha somut, daha rahatsız edici ve işgal çağrışımı yapan bir imgeye dönüştürür. Kılıçdaroğlu, “Ben kendi ülkemde yabancı asker postalı istemiyorum” diyerek, bu konudaki tavrının pazarlığa açık olmadığını ve […]
Kişiler: Kemal Kılıçdaroğlu
Yandaş Medya
ktidarı eleştirmeyen, aksine onun politikalarını sorgusuzca destekleyen ve muhalefeti hedef alan medya kuruluşlarını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Kılıçdaroğlu, bu yapıları, halkın doğru haber alma hakkını engelleyen ve bir “korku iklimi” yaratan aparatlar olarak görür.
Yaraları Sarmak
“Helalleşme” projesinin temel eylemidir. Toplumun geçmişte yaşadığı siyasi ve sosyal travmaların (Sivas, Maraş, Roboski vb.) birer “yara” olarak görüldüğünü ve siyasetin görevinin bu yaraları kaşımak değil, iyileştirmek ve kapatmak olduğunu ifade eder. Bu metafor, toplumsal barış sürecini tıbbi bir iyileşme sürecine benzeterek, bunun hassasiyet ve özen gerektiren bir iş olduğunu vurgula
Yargıdaki Çeteler
Yargı sistemi içinde, hukuka göre değil, siyasi veya kişisel çıkarlara göre hareket eden, rüşvet ve usulsüzlükle karar alan hakim ve savcı gruplarını tanımlamak için kullanılan çok sert bir suçlamadır. Kılıçdaroğlu, bu ifadeyi kullanarak yargı bağımsızlığının tamamen ortadan kalktığını ve adaletin bir “çete” yapılanmasının eline geçtiğini iddia eder. Bu söylem, “devletin dini adalettir” ilkesinin nasıl yok […]
Yurtta Barış, Dünyada Barış
Mustafa Kemal Atatürk’ün dış politikanın temel ilkesi olarak belirlediği ünlü sözüdür. Kılıçdaroğlu, bu ilkeye sık sık atıfta bulunarak, kendi dış politika vizyonunun maceracı, yayılmacı ve ideolojik olmadığını; aksine barışçıl, akılcı ve uluslararası hukuka saygılı olduğunu vurgular. Özellikle OBİT projesi, bu ilkenin Ortadoğu’da hayata geçirilmesi hedefinin bir ürünüdür.
Zulüm
Adaletsizliği, baskıyı ve haksızlığı ifade eden güçlü ve ahlaki bir kavramdır. Kılıçdaroğlu, mevcut yönetimin uygulamalarını (haksız tutuklamalar, ekonomik baskılar, ifade özgürlüğünün kısıtlanması vb.) bir “zulüm” olarak nitelendirir. “Zalimin zulmünü sona erdirmek zorundayız” diyerek , mücadelesini siyasi bir rekabetten, ahlaki bir iyilik-kötülük mücadelesi seviyesine taşır.

Kemal Kılıçdaroğlu Karnesi
Tematik Odak Dağılımı
Sık Kullandığı Terimler
Kişiler: Kemal Kılıçdaroğlu Hakkında
Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi söylemi, statik bir yapıdan ziyade, Türkiye’nin dinamik ve kutuplaşmış siyasi atmosferine stratejik adaptasyonlar gösteren, bilinçli bir evrimin ürünüdür. Kariyerinin başlarında bir teknokrat ve bürokrat kimliğiyle şekillenen dili, zamanla ahlaki ve vicdani bir çerçeveye oturmuş, nihayetinde ise toplumsal barışı hedefleyen kapsayıcı bir “helalleşme” anlatısıyla taçlanmıştır. Bu dönüşüm, sadece kişisel bir üslup değişimini değil, aynı zamanda liderliğini yaptığı Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) kimliğini yeniden tanımlama ve seçmen tabanını genişletme çabasını da yansıtmaktadır. Söylemindeki bu çok katmanlı yapı, onun siyasi projesinin temel direklerini oluşturur.