Yılmaz’ın, özellikle Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan Avrupalı siyasetçilerin veya Türkiye içindeki AB karşıtlarının tutumunu eleştirmek için kullandığı bir terimdir. AB genişleme sürecinin başarısı için “yersiz kaygı ve kuşkulardan arınması, önyargılardan ve bencil yaklaşımlardan kurtulması gerekir” diyerek, karşıt argümanların rasyonel değil, duygusal ve irrasyonel temellere dayandığını ima eder. Bu, rakibin pozisyonunu akıl dışı ilan ederek […]
Kişiler: Mesut Yılmaz
Özelleştirme
Yılmaz’ın ve ANAP’ın liberal ekonomi politikasının temel taşlarından biridir. Söyleminde özelleştirmeyi, “halkın sorununun çözülmesi”, “siyasi kirlenmenin önlenmesi” ve “demokrasi” için bir zorunluluk olarak sunar. KİT’lerin (Kamu İktisadi Teşebbüsleri) verimsizliğini ve devlete yük olduğunu savunarak, özelleştirmenin ekonomik rasyonalitenin bir gereği olduğunu vurgular. “Bu özelleştirme ile sadece Türk ekonomisinin değil, çalışanların da çıkarları korunmuştur” gibi ifadelerle, bu […]

Mesut Yılmaz Karnesi
Tematik Odak Dağılımı
Sık Kullandığı Terimler
Kişiler: Mesut Yılmaz Hakkında
Türk siyasetinin en çalkantılı dönemlerinden biri olan 1990’lara damgasını vuran başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın siyasi dili, tek bir ideolojik kalıba sığdırılamayacak kadar karmaşık ve çok katmanlı bir yapı sergiler. Söylemi, Batı tarzı liberal demokrasi idealleri ile dönemin sert siyasi ve toplumsal gerçeklikleri arasındaki sürekli bir müzakerenin ürünüdür. Bu analitik çerçevede, Yılmaz’ın siyasi lügatinin üzerine inşa edildiği üç temel direk incelenecektir: Teknokratik liberalizm ve rasyonaliteye dayalı Batıcı vizyonu, kriz anlarında ortaya çıkan pragmatizmi ve sivil siyaset savunusu, ve son olarak rakiplerine yönelik keskin polemikçi üslubu ile siyasi kariyerine damga vuran dil sürçmeleri. Bu üç unsur, onun siyasi kimliğinin ve döneminin ruhunun bir yansıması olarak birbiriyle çelişir gibi görünse de, aslında aynı siyasi gerçekliğin farklı yüzlerini temsil eder.