Kişiler: Mesut Yılmaz

Gaf

Mesut Yılmaz’ın siyasi kariyeriyle özdeşleşmiş bir kavramdır. “Kağıttepe“, “İşsizlerimiz kadınlaştırıldı”, “Allah’ı size emanet ediyorum“, “Çekin milletin elinden cebinizi” gibi çok sayıda dil sürçmesi, siyasi hayatı boyunca “gaf” olarak nitelendirilmiş ve sık sık gündem olmuştur. Bu gaflar, onun teknokrat ve mesafeli imajını pekiştirmiş, halktan kopuk olduğu yönündeki eleştirilere malzeme vermiştir. Söylem analizinde bu gaflar, sadece komik […]

Gulu gulu dansı

Yılmaz’ın, Susurluk skandalı sonrası hükümete yönelik “Sürekli Aydınlık için Bir Dakika Karanlık” gibi sivil toplum eylemlerini ve protestoları küçümsemek için kullandığı alaycı bir ifadedir. Bu benzetme, protestoları anlamsız, ilkel ve sonuç getirmeyecek bir ritüel (“dans“) olarak tasvir eder. Retorik işlevi, sivil tepkinin meşruiyetini ve ciddiyetini sarsmak, eylemcileri marjinalleştirmek ve hükümetin bu protestolardan etkilenmediği mesajını vermektir. […]

Hanımlar… Hanımlar

Mesut Yılmaz’ın, özellikle Tansu Çiller’e yönelik eleştirilerinden önce kalabalığa, özellikle de kadın seçmenlere hitap etmek için kullandığı bir başlangıç ifadesidir. “Hanımlar… Hanımlar, Tansu Hanım’la uğraşmayın. Tansu Hanım’ın bir haftalık ömrü kaldı” cümlesindeki kullanımı, bu hitabın nasıl bir retorik hazırlık işlevi gördüğünü gösterir. Bu sesleniş, bir yandan kadın seçmenlerle doğrudan bir bağ kurma çabasıyken, diğer yandan […]

Hoca

Mesut Yılmaz’ın, Milli Görüş lideri ve siyasi rakibi Necmettin Erbakan’ı anmak için kullandığı lakaptır. “Tansu Hanım’dan kurtulurken Hoca’ya yakalanmayın!” ifadesindeki kullanımı, bu terimin hem tanıyıcı hem de bir miktar mesafeli bir anlam taşıdığını gösterir. “Hoca” lakabı, Erbakan’ın mühendis kimliğinden ve akademik geçmişinden gelse de, siyasi bağlamda onun İslami kimliğine de bir gönderme içerir. Yılmaz’ın bu […]

Hukuki Süreç

Özellikle Susurluk skandalı ve yolsuzluk iddiaları gibi hukuki boyutları olan siyasi krizlerde Yılmaz’ın sıkça başvurduğu bir kavramdır. “Hukuki sürecin sonunda ortaya çıkacak olan gerçeğin, ANAP’a, bize vereceği en ufak bir zarar söz konusu değildir” gibi ifadelerle, siyasi tartışmaların yargıya bırakılması gerektiğini savunur. Retorik olarak bu ifade ikili bir işlev görür: Bir yandan, hukuka ve adalete […]

İki Yüzlü Tutum

Yılmaz’ın, Türkiye’nin temel sorunlarının çözülememesinin nedenlerinden biri olarak gördüğü siyasi tavrı tanımlamak için kullandığı bir eleştiridir. “Gerçek niyetleri süslü örtüler arkasında saklayan iki yüzlü tutum” ifadesiyle, bazı siyasetçilerin kamuoyunda savundukları görüşlerde samimi olmadıklarını, konjonktüre göre davrandıklarını ve güçlendiklerinde gerçek niyetlerini ortaya koyduklarını iddia eder. Bu suçlama, siyasi rakiplerini ilkesizlikle ve popülizmle itham ederek, kendi pozisyonunu […]

İmar Düzeni

1999 Gölcük Depremi’nin yıkıcı sonuçlarını açıklarken, devletin ve sistemin temel bir sorununa işaret etmek için kullandığı bir kavramdır. “İmar düzenimiz laçkadır” ifadesi, depremin yol açtığı felaketin sadece bir doğal afet olmadığını, aynı zamanda denetimsizlik, yolsuzluk ve plansızlıktan kaynaklanan bir “sistem sorunu” olduğunu vurgular. Bu, suçu sadece “malzemeden çalan müteahhitlere” değil, aynı zamanda bu duruma izin […]

IMF

Yılmaz’ın siyasi lügatinde, özellikle ekonomik kriz dönemlerinde, Türkiye’nin ekonomik politikaları üzerindeki dış etkiyi simgeleyen bir kurumdur. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş’e yönelik “Sen Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanı mısın yoksa IMF’nin bakanı mısın?” sorusu, bu konudaki tutumunun en net ifadesidir. Bu retorik soru, bir yandan Derviş’in uyguladığı kemer sıkma politikalarını eleştirirken, diğer yandan bu politikaların milli […]

İpim cebimde geziyorum

Özellikle 28 Şubat sürecinin baskıcı atmosferinde, siyaset yapmanın getirdiği riskleri ve karşılaştığı tehditleri anlatmak için kullandığı dramatik bir ifadedir. Bu metafor, idam tehdidi altında olduğunu veya her an siyaseten veya fiziken yok edilebileceği bir ortamda görev yaptığını ima eder. Retorik işlevi, kendisini demokrasi ve sivil siyaset uğruna büyük riskler alan, “kelle koltukta” mücadele eden bir […]

Mesut Yılmaz

Mesut Yılmaz Karnesi

Tematik Odak Dağılımı

Sık Kullandığı Terimler

Kişiler: Mesut Yılmaz Hakkında

Türk siyasetinin en çalkantılı dönemlerinden biri olan 1990’lara damgasını vuran başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın siyasi dili, tek bir ideolojik kalıba sığdırılamayacak kadar karmaşık ve çok katmanlı bir yapı sergiler. Söylemi, Batı tarzı liberal demokrasi idealleri ile dönemin sert siyasi ve toplumsal gerçeklikleri arasındaki sürekli bir müzakerenin ürünüdür. Bu analitik çerçevede, Yılmaz’ın siyasi lügatinin üzerine inşa edildiği üç temel direk incelenecektir: Teknokratik liberalizm ve rasyonaliteye dayalı Batıcı vizyonu, kriz anlarında ortaya çıkan pragmatizmi ve sivil siyaset savunusu, ve son olarak rakiplerine yönelik keskin polemikçi üslubu ile siyasi kariyerine damga vuran dil sürçmeleri. Bu üç unsur, onun siyasi kimliğinin ve döneminin ruhunun bir yansıması olarak birbiriyle çelişir gibi görünse de, aslında aynı siyasi gerçekliğin farklı yüzlerini temsil eder.

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×