Kişiler: Mesut Yılmaz

Toz Bulutu

Siyasi kriz anlarında veya karmaşık olaylar sırasında medyanın ve siyasetçilerin yarattığı kafa karıştırıcı, gerçeği örten atmosferi tanımlamak için kullandığı bir metafordur. “Sivil siyasetin bütün unsurları, olaylara, ortalığı kaplayan toz bulutunun dışına çıkarak bakabilmelidirler” diyerek, sağduyulu ve rasyonel bir bakış açısı çağrısı yapar. Bu metafor, kendisinin olayları daha net ve objektif gördüğünü, rakiplerinin ise bu “toz […]

Türk Demokrasisi

Yılmaz’ın söyleminde, korunması ve geliştirilmesi gereken, ancak sürekli tehdit altında olan değerli ve kırılgan bir varlıktır. “Bunu tartışmak bile Türk demokrasisi adına yeter ayıptır!” gibi ifadelerle, demokrasiyi milli bir onur meselesi olarak ele alır. Onun için Türk demokrasisinin en büyük sorunları, askeri vesayet, “sivil siyaset dışı unsurlar” ve siyasetin kendi içindeki “iki yüzlü tutum” gibi […]

Uzaktan Kumanda

Yılmaz’ın, ANAP genel başkanlığına aday olurken Turgut Özal’ın cumhurbaşkanı olarak parti üzerindeki etkisini sınırlamak amacıyla kullandığı bir metafordur. “Ben öyle uzaktan kumanda ile yönetilen bir başbakan olmayacağım” diyerek, Özal’a saygısını belirtmekle birlikte, partinin ve hükümetin liderliğini tamamen kendi üzerine alacağını, gölge bir lider olmayacağını ilan etmiştir. Bu ifade, siyasi bir liderin kendi otonomisini ve bağımsızlığını […]

Ya olacak ya olacak!

Bir hedefe ulaşma konusundaki mutlak kararlılığı ve başka bir alternatifi kabul etmediğini ifade eden, iddialı ve keskin bir slogandır. Bu ifade, uzlaşmaya veya geri adıma yer olmadığını, hedeflenen sonucun elde edilmesinin bir zorunluluk olduğunu vurgular. Retorik olarak, hem kendi tabanına hem de rakiplerine karşı bir güç ve kararlılık gösterisidir. Yılmaz’ın teknokrat ve uzlaşmacı imajıyla zaman […]

Yaraları Sarmak

1999 Depremi gibi ulusal trajedilerden sonra, devletin ve toplumun yapması gereken toparlanma ve iyileşme sürecini tanımlamak için kullandığı bir metafordur. “Kısa zamanda yaraların sarılması mümkün değildir” ifadesi, felaketin boyutunun büyüklüğünü ve iyileşme sürecinin uzun ve zorlu olacağını kabul eden gerçekçi bir yaklaşımdır. Bu metafor, acıyı fiziksel bir “yara” olarak somutlaştırarak, halkın yaşadığı travmayla empati kurar. […]

Yetersiz Kalmıştır

1999 Depremi sonrası yaptığı özeleştiri konuşmasında, devletin müdahale kapasitesindeki başarısızlığı ifade etmek için kullandığı bir diğer kilit ifadedir. “Kurtarma işlerimiz yetersiz kalmıştır” sözü, “aksamıştır” ifadesinden daha net bir başarısızlık kabulüdür. Bu ifade, beklentinin veya ihtiyacın karşılanamadığını, mevcut kapasitenin felaketin boyutu karşısında aciz kaldığını itiraf eder. Bu, sorumluluğu doğrudan üstlenen, bahanelere sığınmayan ve halkın eleştirilerini haklı […]

Yüce Divan

Yılmaz’ın siyasi kariyerinin son dönemlerinde sıkça karşılaştığı ve söyleminde önemli bir yer tutan hukuki bir mekanizmadır. Hakkındaki yolsuzluk iddiaları (Türkbank, Telsim vb.) nedeniyle Yüce Divan’da yargılanması gündeme gelmiştir. Söyleminde Yüce Divan, bir yandan siyasi rakiplerinin kendisini yıpratmak için kullandığı bir “siyasi istismar konusu” , diğer yandan ise aklanacağına inandığı bir adalet mekanizması olarak yer alır. […]

Zor Kış

Yılmaz’ın, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıların bir süre daha devam edeceğini anlatmak için kullandığı bir mevsimsel metafordur. “Bu sene kış zor geçecek” dedikten sonra, bu sürenin “mayıs sonuna kadar” devam edeceğini belirterek metaforu somut bir takvime bağlamıştır. Bu ifade, halka karşı dürüst olma ve popülist vaatlerden kaçınma imajı yaratmayı hedefler. Retorik olarak, yaklaşan ekonomik zorluklara […]

Mesut Yılmaz

Mesut Yılmaz Karnesi

Tematik Odak Dağılımı

Sık Kullandığı Terimler

Kişiler: Mesut Yılmaz Hakkında

Türk siyasetinin en çalkantılı dönemlerinden biri olan 1990’lara damgasını vuran başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın siyasi dili, tek bir ideolojik kalıba sığdırılamayacak kadar karmaşık ve çok katmanlı bir yapı sergiler. Söylemi, Batı tarzı liberal demokrasi idealleri ile dönemin sert siyasi ve toplumsal gerçeklikleri arasındaki sürekli bir müzakerenin ürünüdür. Bu analitik çerçevede, Yılmaz’ın siyasi lügatinin üzerine inşa edildiği üç temel direk incelenecektir: Teknokratik liberalizm ve rasyonaliteye dayalı Batıcı vizyonu, kriz anlarında ortaya çıkan pragmatizmi ve sivil siyaset savunusu, ve son olarak rakiplerine yönelik keskin polemikçi üslubu ile siyasi kariyerine damga vuran dil sürçmeleri. Bu üç unsur, onun siyasi kimliğinin ve döneminin ruhunun bir yansıması olarak birbiriyle çelişir gibi görünse de, aslında aynı siyasi gerçekliğin farklı yüzlerini temsil eder.

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×