Özellikle kırsal kesimdeki seçmenlere yönelik mitinglerde kullandığı somut ve akılda kalıcı bir seçim vaadidir. Bu ifade, karmaşık tarım politikaları veya sübvansiyonlar yerine, çiftçinin hayalini süsleyen parlak, yeni bir makine imgesi sunar. “Gıcı gıcır” ikilemesi, vaadin çekiciliğini artırır ve dinleyicide bir an önce sahip olma arzusu uyandırır. Bu, Çiller’in soyut ekonomik hedefleri, halkın anlayacağı ve arzulayacağı […]
Kişiler: Tansu Çiller
Gökberk Kitabeleri
Çiller’in, Türk tarihinin en önemli yazılı anıtları olan “Göktürk Kitabeleri” (Orhun Yazıtları) demek isterken yaptığı bir başka gaftır. Bu tür tarihsel ve kültürel hatalar, özellikle milliyetçi söylemi yoğun bir şekilde kullanan bir lider için, entelektüel birikimi ve konuya hakimiyeti konusunda ciddi şüpheler uyandırmıştır. Rakipleri tarafından, onun milliyetçiliğinin derinlikli bir bilgiden çok, yüzeysel ve ezbere dayalı […]
Gümrük Birliği
Türkiye’nin 1 Ocak 1996’da Avrupa Birliği ile gerçekleştirdiği Gümrük Birliği anlaşması, Çiller’in başbakanlık döneminin en önemli ve tartışmalı icraatlarından biridir. Çiller’in söyleminde bu terim, Türkiye’yi Batı dünyasıyla bütünleştiren, modernleştiren ve ekonomik olarak ileriye taşıyan tarihi bir başarı olarak sunulmuştur. “Türkiye’yi Gümrük Birliğine kim soktu? Ben soktum. Peki Avrupa Birliğine kim sokacak? Ben sokacağım” sözü, bu […]

Tansu Çiller Karnesi
Tematik Odak Dağılımı
Sık Kullandığı Terimler
Kişiler: Tansu Çiller Hakkında
Tansu Çiller’in siyasi sahneye çıkışı, Türkiye’nin 1990’lı yıllarının kaotik ve belirsiz atmosferi içinde değerlendirilmelidir. Bu on yıl; yüksek enflasyon, kırılgan koalisyon hükümetleri, PKK ile tırmanan çatışma, Susurluk skandalı gibi olaylarla devlet-siyaset-mafya ilişkilerinin sorgulanması ve siyasal İslam’ın yükselişi gibi köklü dönüşümlerle karakterize olmuştur. Çiller’in siyasi söylemi, bu çalkantılı ortama verilmiş stratejik bir yanıtlar bütünü olarak okunmalıdır. Söylemi, tek bir ideolojik eksene sabitlenmek yerine, dönemin gerektirdiği farklı kimlikleri aynı anda veya art arda sergileyebilen performatif bir nitelik taşır. Bu çok katmanlı retorik yapıyı anlamak için, söyleminin dayandığı dört temel direği analiz etmek gerekmektedir: Teknokrat kimlik ve popülist vaatlerin sentezi, “şahin” milliyetçilik ve devletin bekası söylemi, cinsiyetlendirilmiş siyaset ve “milletin anası/bacısı” arketipi, ve son olarak kutuplaştırıcı ve meydan okuyan polemik dili. Bu dört direk, Çiller’in siyasi lügatinin hem yapı taşlarını hem de stratejik esnekliğini ortaya koymaktadır.