Kişiler: Tansu Çiller

O Bayrak İnecek, O Asker Gidecek

Ocak 1996’da Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan Kardak Krizi sırasında, Yunanistan’ın adaya bayrak dikip asker çıkarmasına karşı gösterdiği sert tepkiyi ifade eden kararlı bir ültimatomdur. Bu söz, geri adım atılmayacağını, egemenlik haklarından taviz verilmeyeceğini ve gerekirse askeri gücün kullanılacağını net bir şekilde ortaya koyar. Bu ifade, Çiller’in ulusal kriz anlarında “şahin” ve kararlı bir lider […]

Onbaşı Olma Şerefsizliği

28 Şubat sürecinde kurulan ANASOL-D hükümetinin Başbakanı Mesut Yılmaz’ı hedef alırken kullandığı, büyük tepki çeken bir ifadedir. “Seçilmiş hiçbir genel başkan onbaşı olma şerefsizliğini göstermedi” sözü, Yılmaz’ı askerin emrine girmiş, iradesi olmayan bir “siyasi onbaşı” olarak nitelendirir. Ancak “onbaşı” rütbesini “şerefsizlik” ile yan yana kullanması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en alt rütbesindeki askerlere hakaret olarak algılanmış […]

Örtülü Ödenek

Başbakanların devletin gizli hizmet ve giderleri için kullandığı, denetime tabi olmayan bütçe kalemidir. Tansu Çiller’in siyasi kariyeri, örtülü ödenekle ilgili iki büyük skandalla anılır: Selçuk Parsadan dolandırıcılığı ve başbakanlığı devretmeden önce ödenekten 500 milyar TL çektiği iddiası. Çiller’in söyleminde bu terim, genellikle reddettiği, komplo olarak nitelediği ve aklanmakla övündüğü bir suçlama konusudur. Bu konu, onun […]

Osmanlı Beşlisi

2002 seçimleri öncesinde rakiplerini hedef alırken kullandığı bir el hareketini ve metaforu tanımlar. “Bu nedir? Bir elin beş parmağı. Bunu ne yapacaksın? Bunların üstüne bir Osmanlı beşlisini indireceksin” sözüyle, rakiplerine karşı sert ve cezalandırıcı bir tavır takınacağını ima eder. “Osmanlı beşlisi” veya “Osmanlı tokadı” deyimi, gücü, kararlılığı ve tarihi bir devamlılığı simgeler. Bu ifade, seçmene […]

Tansu Çiller

Tansu Çiller Karnesi

Tematik Odak Dağılımı

Sık Kullandığı Terimler

Kişiler: Tansu Çiller Hakkında

Tansu Çiller’in siyasi sahneye çıkışı, Türkiye’nin 1990’lı yıllarının kaotik ve belirsiz atmosferi içinde değerlendirilmelidir. Bu on yıl; yüksek enflasyon, kırılgan koalisyon hükümetleri, PKK ile tırmanan çatışma, Susurluk skandalı gibi olaylarla devlet-siyaset-mafya ilişkilerinin sorgulanması ve siyasal İslam’ın yükselişi gibi köklü dönüşümlerle karakterize olmuştur. Çiller’in siyasi söylemi, bu çalkantılı ortama verilmiş stratejik bir yanıtlar bütünü olarak okunmalıdır. Söylemi, tek bir ideolojik eksene sabitlenmek yerine, dönemin gerektirdiği farklı kimlikleri aynı anda veya art arda sergileyebilen performatif bir nitelik taşır. Bu çok katmanlı retorik yapıyı anlamak için, söyleminin dayandığı dört temel direği analiz etmek gerekmektedir: Teknokrat kimlik ve popülist vaatlerin sentezi, “şahin” milliyetçilik ve devletin bekası söylemi, cinsiyetlendirilmiş siyaset ve “milletin anası/bacısı” arketipi, ve son olarak kutuplaştırıcı ve meydan okuyan polemik dili. Bu dört direk, Çiller’in siyasi lügatinin hem yapı taşlarını hem de stratejik esnekliğini ortaya koymaktadır.

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×