Kılıçdaroğlu’nun, “Beşli Çete” olarak adlandırdığı gruplara ve yandaşlara kamu ihaleleri ve usulsüz özelleştirmeler yoluyla aktarıldığını iddia ettiği devasa meblağı ifade eden sembolik bir rakamdır. Bu rakam, yolsuzluk ve kamu zararı iddialarını somutlaştırmak ve halkın zihninde canlandırmak için kullanılır. Özellikle deprem sonrası düzenlenen yardım kampanyasında bu şirketlerin yaptığı bağışları, “418 milyar dolarlık borcunuzdan düşeceğim” diyerek tiye alması, bu söylemin en çarpıcı kullanımlarından biridir. Bu ifade, sadece bir suçlama değil, aynı zamanda iktidara geldiklerinde bu parayı geri alacaklarına dair bir “hesap sorma” vaadidir.
Kamu kaynaklarının gereksiz, lüks ve verimsiz harcamalarla heba edilmesidir. Kılıçdaroğlu’nun söyleminde israf, sadece bir bütçe açığı nedeni değil, aynı zamanda “haram” olan ahlaki bir sorundur. Özellikle “Saray” harcamaları, lüks makam araçları ve gösterişli kamu binaları üzerinden somut örneklerle eleştirilir. “Devlette itibar, israfı önlediğiniz ölçüde artar” diyerek, hükümetin “itibar” gerekçesiyle yaptığı harcamaların aslında itibarsızlık kaynağı olduğunu […]
Mevcut iktidarı, zulüm, kibir ve halktan kopuklukla özdeşleşen tarihi ve dini bir figür olan Firavun’a benzeten güçlü bir metafordur. Bu ifade, yönetimi sadece siyasi bir rakip olarak değil, yıkılması gereken zalim bir düzen olarak konumlandırır. “Her firavunun bir Musa’sı vardır” diyerek, bu zalim düzene karşı kendisini halkın kurtarıcısı olarak konumlandırır ve mücadelesine ilahi bir meşruiyet […]
Yolsuzlukla mücadele söyleminin en somut vaadidir. “Beşli Çete” ve diğer yandaşlara aktarıldığı iddia edilen kamu kaynaklarının, iktidara gelindiğinde hukuki yollarla geri alınacağını ifade eder. Bu söylem, sadece bir cezalandırma değil, aynı zamanda halka ait olanın halka iade edileceği bir “onarıcı adalet” vaadi içerir. “Kul hakkı” ve “tüyü bitmemiş yetim hakkı” gibi ahlaki kavramların pratik ve […]