DP’nin 1946-1950 yılları arasında CHP iktidarını eleştirmek için kullandığı temel sıfatlardan biridir. Seçim kanunu, basın yasası, dernek kurma özgürlüğünü kısıtlayan yasalar gibi uygulamalar “antidemokratik” olarak nitelendirilmiştir. Bu terim, CHP yönetiminin anayasanın ruhuna ve evrensel demokrasi ilkelerine aykırı hareket ettiğini iddia ederek, iktidarın meşruiyetini sarsmayı hedefler. Retorik işlevi, DP’yi demokrasinin savunucusu, CHP’yi ise demokrasinin önündeki engel olarak konumlandırmaktır.
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Celal Bayar, Adnan Menderes ve diğer DP’li yöneticilerin yargılandığı adanın adıdır. Bayar’ın lügatinde ve sonraki siyasi mirasında “Yassıada“, “Milli İrade“nin gayrimeşru bir şekilde yargılandığı, hukukun siyasallaştığı ve demokrasinin kesintiye uğradığı bir zulüm ve adaletsizlik sembolü haline gelmiştir. Bayar’ın burada idama mahkûm edilmesi, onun siyasi kariyerinin en trajik anı olarak tarihe […]
DP’nin, 27 yıl boyunca ülkeyi yöneten CHP’nin siyaset ve yönetim anlayışını tanımlamak için kullandığı eleştirel bir kavramdır. Bu “zihniyet“, demokrasiyi ve muhalefeti dışlayan, devleti partiyle özdeşleştiren, bürokratik vesayete dayanan ve halktan kopuk, anti-demokratik bir yönetim tarzı olarak tasvir edilir. DP, kendi misyonunu bu “zihniyeti” yıkarak ülkeye gerçek demokrasiyi getirmek olarak tanımlamıştır. Bu, DP’nin vesayet karşıtı […]
Cumhuriyet Halk Partisi’nin tek parti döneminde, 1941 yılında yürürlüğe giren ve ezanın Arapça aslı yerine Türkçe okunmasını zorunlu kılan uygulamayı ifade eden terim. Bayar ve Demokrat Parti için bu yasak, “tek parti zihniyeti“nin halkın dini inançlarına yönelik antidemokratik müdahalelerinin en somut sembollerinden biri olmuştur. Demokrat Parti, bu yasağı kaldırma vaadini seçim kampanyalarının merkezine yerleştirerek, halkın […]