Çiller’in, genel başkanlıktan ayrıldığı kongrede Doğru Yol Partisi (DYP) camiasını tanımlamak için kullandığı duygusal bir ifadedir. “Hayatımın en büyük gururu… bu asil ve soylu ailenin… genel başkanı olmak olmuştur” sözü, parti üyeliğini ve siyasi davayı, kan bağına benzer kutsal ve onurlu bir aidiyete dönüştürür. Bu ifade, siyasi bir organizasyonu, duygusal bağları güçlü, ortak bir geçmişe ve kadere sahip bir “aile” olarak sunarak, vedasına trajik ve kişisel bir boyut katmayı hedefler.
Çiller’in, özellikle örtülü ödenek ve mal varlığı iddiaları nedeniyle hakkında açılan Meclis soruşturmaları ve Yüce Divan tartışmaları sırasında kullandığı meydan okuyucu bir ifadedir. Bu söz, kendisine yöneltilen suçlamaları bir aklanma ve hesap verme süreci olarak değil, sürekli tekrarlanan bir siyasi taciz olarak çerçeveler. “99 kez daha veririm” ifadesi, bu saldırılardan yılmadığını, aklanacağından emin olduğunu ve […]
Medya ve siyasi rakiplerinden gelen yoğun eleştiri ve suçlamalar karşısında sergilediği dirençli ve meydan okuyan duruşu özetleyen bir ifadedir. “Başım göğe değecek kadar dik” gibi varyasyonlarla da kullanılmıştır. Bu söylem, Çiller’in kendisini haksız saldırılara uğrayan ancak ahlaki olarak temiz ve güçlü kalan bir lider olarak konumlandırma stratejisinin bir parçasıdır. Dinleyici üzerinde, ne kadar saldırıya uğrarsa […]
Genel başkanlıktan ayrıldığı kongrede yaptığı veda konuşmasında sarf ettiği, geleceğe yönelik bir aklanma ve meşruiyet iddiası içeren bir sözdür. Bu ifade, mevcut siyasi konjonktürde (seçim yenilgisi sonrası) hizmetlerinin ve başarılarının takdir edilmediğini, “vicdanların sustuğunu” kabul eder. Ancak nihai yargıyı verecek olanın “tarih” olduğunu ve tarihin kendi lehine “haykıracağını” iddia ederek, bugünün yenilgisini yarının zaferine dönüştürme […]