Kılıçdaroğlu’nun iktidar döneminde kamu ihalelerinin büyük bir kısmını aldığı iddia edilen ve iktidara yakın olduğu öne sürülen beş büyük inşaat ve altyapı şirketini tanımlamak için popülerleştirdiği bir metafordur. Bu ifade, basit bir eleştirinin ötesinde, sistemik bir yolsuzluk düzenini, kayırmacılığı ve kamu kaynaklarının belirli bir sermaye grubuna aktarılmasını simgeler. “Çete” kelimesinin kullanımı, bu durumu organize bir suç faaliyeti olarak çerçeveler ve konuyu yasal/ekonomik bir tartışmadan ahlaki bir zemine taşır. Kılıçdaroğlu, bu gruplardan “418 milyar doları” geri alacağını vaat ederek , bu söylemi somut bir hesap sorma vaadine bağlamıştır.
Kamu kaynaklarını yağmalayan, yolsuzlukla zenginleşen bir azınlığın kurduğu düzeni ve iktidarı tanımlamak için kullanılan güçlü bir metafordur. “Harami” kelimesi, bu kişileri basitçe yolsuzluk yapanlar olarak değil, halkın malını zorla ve hileyle alan “eşkıyalar” olarak resmeder. “Saltanat” kelimesi ise bu düzenin kurumsallaştığını ve babadan oğula geçen bir sistem gibi yerleştiğini ima eder. “Haramilerin saltanatını yıkacağız” sloganı, […]
Kılıçdaroğlu’nun ahlaki siyaset anlayışını en keskin şekilde ortaya koyduğu ifadelerden biridir. “Kul hakkı yiyen hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vermesin, haram oya ihtiyacımız yok!” sözüyle , siyaseti niceliksel bir oy yarışından niteliksel bir ahlaki duruş alanına taşır. Bu ifade, yolsuzluğa bulaşmış veya haksız kazanç sağlamış kişilerin desteğini reddederek, kendi siyasi hareketinin ahlaki temizliğini ve […]
Mevcut iktidarı, zulüm, kibir ve halktan kopuklukla özdeşleşen tarihi ve dini bir figür olan Firavun’a benzeten güçlü bir metafordur. Bu ifade, yönetimi sadece siyasi bir rakip olarak değil, yıkılması gereken zalim bir düzen olarak konumlandırır. “Her firavunun bir Musa’sı vardır” diyerek, bu zalim düzene karşı kendisini halkın kurtarıcısı olarak konumlandırır ve mücadelesine ilahi bir meşruiyet […]