Bir Cenab-ı Allah’ın, Bir de Türk Milletinin Önünde Eğilirim
Çiller’in siyasi lügatindeki en ikonik ve en sık tekrarladığı ifadelerden biridir. Özellikle medya patronları ve siyasi rakipleriyle girdiği mücadelelerde kullandığı bu söz, kendisini sadece iki üstün güce (Allah ve millet) karşı sorumlu tuttuğunu, bunun dışındaki hiçbir baskı grubuna, kartele veya siyasi güce boyun eğmeyeceğini ilan eder. Bu, kendisini milletin iradesinin yegane temsilcisi olarak konumlandıran ve tüm muhaliflerini “millet dışı” güçler olarak yaftalayan popülist bir meydan okumadır.
Başbakanların devletin gizli hizmet ve giderleri için kullandığı, denetime tabi olmayan bütçe kalemidir. Tansu Çiller’in siyasi kariyeri, örtülü ödenekle ilgili iki büyük skandalla anılır: Selçuk Parsadan dolandırıcılığı ve başbakanlığı devretmeden önce ödenekten 500 milyar TL çektiği iddiası. Çiller’in söyleminde bu terim, genellikle reddettiği, komplo olarak nitelediği ve aklanmakla övündüğü bir suçlama konusudur. Bu konu, onun […]
Çiller’in, genel başkanlıktan ayrıldığı kongrede Doğru Yol Partisi (DYP) camiasını tanımlamak için kullandığı duygusal bir ifadedir. “Hayatımın en büyük gururu… bu asil ve soylu ailenin… genel başkanı olmak olmuştur” sözü, parti üyeliğini ve siyasi davayı, kan bağına benzer kutsal ve onurlu bir aidiyete dönüştürür. Bu ifade, siyasi bir organizasyonu, duygusal bağları güçlü, ortak bir geçmişe […]
Çiller’in, özellikle örtülü ödenek ve mal varlığı iddiaları nedeniyle hakkında açılan Meclis soruşturmaları ve Yüce Divan tartışmaları sırasında kullandığı meydan okuyucu bir ifadedir. Bu söz, kendisine yöneltilen suçlamaları bir aklanma ve hesap verme süreci olarak değil, sürekli tekrarlanan bir siyasi taciz olarak çerçeveler. “99 kez daha veririm” ifadesi, bu saldırılardan yılmadığını, aklanacağından emin olduğunu ve […]