1950’lerin sonlarında, DP iktidarına karşı muhalefet partilerinin (CHP, Hürriyet Partisi, Cumhuriyetçi Millet Partisi vb.) oluşturduğu ittifak veya iş birliği arayışını tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu cepheleşme, DP’nin artan otoriter eğilimlerine ve seçim sisteminin ittifakları zorunlu kılmasına bir yanıttı. Menderes, bu ittifakı “Milli Muhalefet Cephesi” veya “Kin ve Husumet Cephesi” gibi isimlerle anarak gayrimeşru göstermeye çalışmıştır. “Vatan Cephesi“nin kurulması, doğrudan bu “Güç Birliği” girişimine karşı bir hamle olarak tasarlanmıştır. Bu terim, 1950’lerin sonundaki siyasi kutuplaşmanın ne denli keskinleştiğini gösteren önemli bir kavramdır.
Menderes’in siyasi söyleminde anlamı ve çağrışımı sürekli değişen bir kavramdır. Kendi muhalefet yıllarında (1946-1950), “muhalefet”i demokrasinin olmazsa olmaz bir unsuru, iktidarı denetleyen meşru bir güç olarak tanımlamıştır. Ancak iktidara geldikten sonra, özellikle CHP’ye yönelik olarak “muhalefet” kelimesine olumsuz anlamlar yüklemeye başlamıştır. İktidarının sonlarına doğru “muhalefet”, artık yapıcı eleştiri getiren bir kurum değil, ülkenin kalkınmasını engellemeye […]
Menderes’in, özellikle 1950’lerin ikinci yarısında yaşanan ekonomik sıkıntıları (enflasyon, mal darlığı vb.) dile getiren muhalefet partilerini, basını ve aydınları suçlamak için kullandığı bir terimdir. Bu ifadeye göre, ortada gerçek bir ekonomik “buhran” yoktur; sadece muhalefet, halkı paniğe sevk etmek ve hükümeti zayıflatmak için kasıtlı olarak “buhran” söylentisi yaymaktadır. “İsmet Paşa buhran var diyor. Buhran İsmet […]
Menderes’in, özellikle iktidarının son yıllarında, her türlü muhalif eylemi (basın eleştirileri, öğrenci gösterileri, muhalefet partilerinin mitingleri vb.) tanımlamak için kullandığı genelleyici ve kriminalize edici bir terimdir. Bu ifade, meşru demokratik hakların kullanımını, ülkenin düzenini ve istikrarını bozmaya yönelik kasıtlı ve kötü niyetli eylemler olarak çerçeveler. “Yıkıcı faaliyetler” söylemi, hükümetin otoriterleşmesinin ve eleştiriye tahammülsüzlüğünün bir göstergesidir. […]