Menderes’in popülist söyleminin merkezinde yer alan soyut ancak güçlü bir kavramdır. Menderes’in dilinde “halk”, genellikle “millet” ile eş anlamlı kullanılır ve homojen, sağduyulu, muhafazakâr değerlere sahip, DP’yi samimiyetle destekleyen büyük bir kitleyi ifade eder. Bu “halk”, CHP’li bürokratların, “kara cübbeliler“in (aydınların) ve şehirli elitlerin karşısında konumlandırılır. Menderes, kendisini bu “halk“ın doğrudan temsilcisi ve hizmetkârı olarak sunar; “millet ile ben iki su gibi karışmışız birbirimize” sözü bu özdeşleşme arzusunun en net ifadesidir. Siyasi meşruiyetin tek kaynağı olarak “halk” gösterilir ve halkın iradesi (yani sandık sonucu) her türlü eleştirinin üzerinde tutulur.