“Firavunların iktidarı” veya “Saray rejimi” gibi elitist ve halktan kopuk olarak nitelediği yönetim anlayışının zıddı olarak konumlandırılan ideal yönetim biçimidir. Bu ifade, kurulacak yeni yönetimin gücünü halktan alacağını, halka hesap vereceğini ve önceliğinin halkın refahı olacağını vaat eder. Demokratik, katılımcı ve sosyal adaleti önceleyen bir yönetim anlayışını simgeler.
Sosyal adalet vizyonunun en temel ve en dokunaklı vaadidir. Bu slogan, yoksullukla mücadelenin en öncelikli hedef olduğunu ve devletin her ne olursa olsun en temel insani ihtiyacı, yani çocukların beslenmesini, güvence altına alması gerektiğini ifade eder. “Aile Destekleri Sigortası” gibi projelerin nihai amacını özetleyen bu ifade, dinleyicilerde güçlü bir duygusal ve vicdani yankı uyandırmayı hedefler.
Kılıçdaroğlu’nun düzenlediği büyük mitinglere verdiği isimdir. Bu isimlendirme, mitinglerin sadece bir parti etkinliği olmadığını, aynı zamanda ekonomik kriz, adaletsizlik ve baskılardan bunalan halkın genelinin taleplerini ve çığlığını dile getiren bir platform olduğunu vurgular. Kendisini ve partisini, sessiz yığınların sözcüsü olarak konumlandırma stratejisinin bir parçasıdır.
Kılıçdaroğlu’nun söyleminde esnaf, ekonomik krizden en çok etkilenen, “siftahsız kepenk kapatan” ve devlet tarafından yalnız bırakılan toplumsal kesimin bir sembolüdür. Esnafın sorunlarına sıkça değinmesi, “halkın içinden biri” ve “milletin sesi” olma iddiasını güçlendirir. Onun için esnaf, ekonominin bel kemiği ve toplumsal dokunun temel taşıdır. Vaatleri arasında esnafın borç faizlerinin silinmesi gibi somut öneriler bulunur.