Refah Partisi’nin 1998’de kapatılmasının ardından, partinin devletten aldığı Hazine yardımının yaklaşık bir trilyon liralık kısmının sahte belgelerle harcanmış gibi gösterildiği iddiasıyla açılan davadır. Dava sonucunda Necmettin Erbakan da dahil olmak üzere çok sayıda parti yöneticisi hapis cezasına çarptırılmıştır. Erbakan’ın siyasi hayatında önemli bir dönüm noktası olan bu dava, onun söyleminde siyasi bir komplo ve Milli Görüş hareketini engelleme çabasının bir parçası olarak yer almıştır. Bu olay, hareketin “mağduriyet” anlatısını güçlendiren ve mevcut düzene karşı mücadelenin ne kadar çetin olduğunu gösteren bir örnek olarak kullanılmıştır.
Erbakan’ın siyasi, sosyal ve uluslararası tüm olayları yorumlamak için kullandığı temel analitik çerçevedir. Bu kavramsallaştırmaya göre, insanlık tarihi Hz. Adem’den bu yana “Hak”kı temsil eden peygamberlerin yolu ile “Batıl“ı temsil eden sömürücü ve zalim güçlerin mücadelesinden ibarettir. Günümüzde bu mücadelenin “Hak” tarafında İslam ve Milli Görüş, “Batıl” tarafında ise Siyonizm/ırkçı emperyalizm ve onların yerli/yabancı müttefikleri […]
Erbakan’ın söyleminde, küresel Siyonizm’in hedeflerine hizmet eden gizli ve etkili bir örgütlenme olarak tanımlanır. Mason locaları, “Dünya Siyonizmi“nin önemli bir aktörü olarak görülür ve Türkiye’deki siyasi ve ekonomik kararları perde arkasından etkilediği iddia edilir. Bu kavram, “dış mihraklar” anlatısının bir parçasıdır ve ülkedeki olumsuz gelişmelerin arkasında gizli ve organize bir gücün olduğu fikrini pekiştirmek için […]
Erbakan’ın “Siyonizm” veya “ırkçı emperyalizm” olarak adlandırdığı küresel sömürü sistemini görselleştirmek ve somutlaştırmak için kullandığı alegorik bir metafordur. Bu timsahın anatomisi detaylı bir şekilde tanımlanmıştır: Üst çenesi ABD, alt çenesi AB, kuyruğu İsrail, gövdesi ise G-7 ülkeleri ve onlarla işbirliği yapan yerli iş adamları, gazeteciler ve yöneticilerdir. Bu metafor, karmaşık jeopolitik ilişkileri, dinleyicinin zihninde kolayca […]