Menderes’in söyleminin en temel ve en sık kullanılan kavramıdır. “Halk” ile benzer şekilde, “millet” de Menderes tarafından homojen, yekpare ve ezici çoğunlukla DP’yi destekleyen bir bütün olarak tasvir edilir. Siyasi meşruiyetin tek ve mutlak kaynağıdır. “Yeter! Söz Milletindir!” sloganı bu anlayışın manifestosudur. Menderes, kendi şahsını ve partisini milletle özdeşleştirir; “Vatanı ve milleti Allah refah içinde bıraksın” gibi ifadelerle kendisini milletin kaderiyle bir görür. Bu söylemde, DP’ye karşı olmak, “millet“e karşı olmakla eşdeğer tutulur. Bu, muhalefeti “millet dışı” ilan eden ve demokratik çoğulculuğu reddeden popülist bir dilin temelini oluşturur.
Menderes’in 1954’te bir DP grup toplantısında söylediği iddia edilen, son derece tartışmalı bir ifadedir. Bu söz, “Milli İrade” kavramını anayasal ve yasal sınırların ötesine taşıyan, mutlak ve sınırsız bir egemenlik anlayışını yansıttığı için büyük tepki çekmiştir. Söylemin bağlamı, milletin iradesinin her şeyin üstünde olduğunu ve meclisin bu irade doğrultusunda her türlü değişikliği yapabileceğini vurgulamaktır. Ancak […]
Menderes’in, siyasi kariyerinin başlangıcını doğrudan Mustafa Kemal Atatürk’e bağlayan ve sıkça tekrarladığı bir anlatıdır. Bu ifadeye göre, Atatürk bir Aydın ziyareti sırasında genç Menderes’in yeteneklerini fark etmiş ve onun milletvekili adayı olmasını bizzat sağlamıştır. Bu anlatının retorik işlevi çok katmanlıdır: 1) Menderes’in siyasi meşruiyetini, rakibi olan CHP’nin kurucusuna dayandırarak güçlendirir. 2) Kendisini, İsmet İnönü gibi […]
DP’nin 14 Mayıs 1950’de seçimle iktidara gelmesini tanımlamak için kullanılan güçlü bir metafordur. “İhtilal” kelimesinin seçilmesi, bu olayın basit bir hükümet değişikliği olmadığını, 27 yıllık CHP düzeninin kökten ve geri dönülmez bir şekilde yıkıldığını ima eder. “Beyaz” sıfatı ise bu devrimin kansız, şiddetsiz ve en önemlisi halkın oylarıyla, yani demokratik ve lekesiz bir şekilde gerçekleştiğini […]