Kılıçdaroğlu’nun düzenlediği büyük mitinglere verdiği isimdir. Bu isimlendirme, mitinglerin sadece bir parti etkinliği olmadığını, aynı zamanda ekonomik kriz, adaletsizlik ve baskılardan bunalan halkın genelinin taleplerini ve çığlığını dile getiren bir platform olduğunu vurgular. Kendisini ve partisini, sessiz yığınların sözcüsü olarak konumlandırma stratejisinin bir parçasıdır.
Siyasetçinin halka karşı kibirli değil, son derece mütevazı ve hizmetkâr olması gerektiğini anlatan bir ifadedir. “Türab” (toprak, toz) kelimesi, bu tevazunun derecesini en üst seviyeye çıkarır. Bu söylem, “Saray” ve onun temsil ettiği kibirli yönetim anlayışının tam zıddı bir siyaset felsefesi sunar: halka tepeden bakmak yerine, ona hizmet etmeyi en büyük onur saymak.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Köylü milletin efendisidir” sözüne doğrudan bir göndermedir. Kılıçdaroğlu bu ifadeyi, tarım politikalarını ve çiftçilere yönelik vaatlerini (borç faizlerinin silinmesi, kırmızı mazot, alım garantisi vb.) özetlemek için kullanır. Bu söylem, çiftçinin ihmal edildiği ve yoksullaştırıldığı iddiasına karşı, tarımsal üretimi ve üreticiyi yeniden ekonominin merkezine koyma hedefini taşır. Atatürk’e yapılan bu referans, aynı zamanda […]
Kılıçdaroğlu’nun söyleminde esnaf, ekonomik krizden en çok etkilenen, “siftahsız kepenk kapatan” ve devlet tarafından yalnız bırakılan toplumsal kesimin bir sembolüdür. Esnafın sorunlarına sıkça değinmesi, “halkın içinden biri” ve “milletin sesi” olma iddiasını güçlendirir. Onun için esnaf, ekonominin bel kemiği ve toplumsal dokunun temel taşıdır. Vaatleri arasında esnafın borç faizlerinin silinmesi gibi somut öneriler bulunur.