Halkın seçimler yoluyla tecelli eden egemenlik hakkını ve siyasi tercihini ifade eden bir kavramdır. Erdoğan’ın söyleminde “milli irade,” demokrasinin en kutsal ve dokunulmaz ilkesidir. Ancak bu kavram, çoğunlukçu bir demokrasi anlayışıyla yorumlanır. Yani, sandıktan çıkan sonuç, milli iradenin mutlak ve tartışılmaz kararı olarak kabul edilir ve bu kararın denetlenmesi veya sınırlandırılması (örneğin yargı veya diğer anayasal kurumlar tarafından) “milli iradeye darbe” veya “vesayet” olarak nitelendirilir. AK Parti’nin seçim zaferleri, “milli iradenin tecellisi” olarak sunulur ve bu, hükümetin politikalarına mutlak bir meşruiyet atfeder. Kavram, seçilmiş liderin gücünü pekiştiren ve muhalefeti “milli iradeye karşı gelmekle” suçlayan merkezi bir retorik araçtır.