Fransızca “mon cher” (azizim, dostum) ifadesinden gelen ve Türk siyasi dilinde, özellikle Dışişleri Bakanlığı’ndaki eski tip, Batılılaşmış, elitist ve halkın değerlerinden kopuk diplomatları ve bürokratları aşağılamak için kullanılan bir terimdir. Erdoğan bu ifadeyi, kendi “yerli ve milli” dış politika anlayışını, eski Türkiye’nin “vesayetçi” ve “halktan kopuk” elitlerinin anlayışından ayırmak için kullanır. “Monşer” olarak etiketlenen figürler, milletin çıkarlarını değil, Batılı başkentlerin çıkarlarını gözeten, halkı tanımayan ve küçümseyen kişiler olarak resmedilir. Bu, popülist “halk” ve “elit” karşıtlığının bürokrasiye ve dış politikaya yansıtılmasıdır.
Popülist “Biz ve Onlar” ikileminin ikinci ve karşıt kutbunu oluşturan işaret zamiridir. “Bunlar,” “Biz” olarak tanımlanan homojen ve erdemli halkın dışında kalan herkesi kapsayan, dışlayıcı ve çoğu zaman aşağılayıcı bir kategoridir. Bu kategoriye siyasi muhalefet partileri, eleştirel medya, hükümet politikalarına karşı çıkan sivil toplum kuruluşları, “elitist” ve “halktan kopuk” olarak görülen aydınlar (“monşerler“), “faiz lobisi” […]
Erdoğan’ın siyasi söyleminin merkezinde yer alan ve popülist “Biz ve Onlar” ikileminin ilk kutbunu oluşturan zamirdir. “Biz” zamiri, dar anlamda AK Parti teşkilatını, seçmenlerini ve iktidarını destekleyenleri ifade eder. Ancak retorik olarak çok daha geniş bir anlam yüklenir: “Biz,” aynı zamanda “milletin ta kendisi,” “milli iradenin temsilcisi,” bu toprakların “yerli ve milli” unsurlarıdır. Bu kullanım, […]
Siyasi rakipleri, özellikle muhalefet partilerini, LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans) haklarını savunmaları üzerinden olumsuz bir şekilde etiketlemek ve kriminalize etmek için kullanılan pejoratif bir ifadedir. Bu kullanım, muhalefet partilerini “milletin kutsal aile yapısına” karşı, dış kaynaklı ve ahlak dışı bir gündemin taşıyıcısı olarak çerçeveler. “AK Parti’ye LGBT sızabilir mi?” gibi retorik sorularla, kendi partisini ve […]