28 Şubat sürecinde kurulan ANASOL-D hükümetinin Başbakanı Mesut Yılmaz’ı hedef alırken kullandığı, büyük tepki çeken bir ifadedir. “Seçilmiş hiçbir genel başkan onbaşı olma şerefsizliğini göstermedi” sözü, Yılmaz’ı askerin emrine girmiş, iradesi olmayan bir “siyasi onbaşı” olarak nitelendirir. Ancak “onbaşı” rütbesini “şerefsizlik” ile yan yana kullanması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en alt rütbesindeki askerlere hakaret olarak algılanmış ve çok sayıda onbaşının kendisine dava açmasına neden olmuştur. Bu, polemik dilinin kontrolsüz bir şekilde kullanıldığında nasıl geri tepebileceğinin bir örneğidir.
Bkz. Bazlama-Börek Milliyetçileri. MHP’ye yönelik eleştirilerinde kullandığı bir başka aşağılayıcı ifadedir. “Tatlı su” sıfatı, zorlukla ve gerçek tehlikelerle yüzleşmemiş, sadece rahat ve güvenli ortamlarda var olabilen, sahte ve göstermelik bir milliyetçilik anlayışını ima eder. Bu terimle Çiller, MHP’nin milliyetçiliğini sığ ve konforcu olarak nitelerken, kendi duruşunu zor şartlarda sınanmış, “gerçek” bir vatanseverlik olarak sunar.
Çiller’in, zabıta tören kıtasını denetlerken onlara “Merhaba asker!” diye selam vermesiyle ortaya çıkan bir gaftır. Bu hata, protokol ve devlet teamülleri konusundaki bilgisizliği veya dikkatsizliği olarak yorumlanmış ve uzun süre alay konusu olmuştur. Bu tür gaflar, bir başbakanın ciddiyeti ve devlet yönetimine hakimiyeti konusunda kamuoyunda olumsuz bir algı yaratma potansiyeli taşır. Siyasi imajının hem halka […]
2002 seçimleri öncesinde, Dünya Bankası’ndan gelerek ekonominin başına geçen ve daha sonra siyasete atılan Kemal Derviş’i hedef almak için kullandığı bir ifadedir. “Siz hiç ithal kumandanlarla kurtuluş savaşı kazanıldığını gördünüz mü?” sorusuyla bu ifadeyi güçlendirmiştir. “İthal kumandan” benzetmesi, Derviş’i Türkiye’nin gerçeklerinden kopuk, dışarıdan atanmış, milli olmayan ve dolayısıyla güvenilmez bir figür olarak kodlar. Bu, milliyetçilik […]