Resmi unvanların ötesinde, lider ile tabanı arasında kurulan karizmatik, duygusal ve hiyerarşik bağı tanımlayan en yaygın ve sembolik hitaptır. Arapça’dan gelen bu kelime “başkan,” “reis” gibi anlamlara gelse de, Türk siyasi kültüründe bir grubun tartışmasız lideri ve yol göstericisi anlamına gelir. Bu terim, Erdoğan’ı bir “devlet başkanı” olmaktan öte, kendisini davasına adamış, karizmatik, cesur ve halkın gönlünden biri olan bir lider (“gönül adamı“) olarak konumlandıran bir hitaptır. “Reis” diyen, onun otoritesini ve davasına olan sadakatini peşinen kabul ettiğini beyan eder. Bu, “Biz” topluluğunun içindeki en güçlü bağlardan biridir.
Siyasi söylemde, ortalama bir Avrupalı veya Batılı vatandaşı temsil etmek için kullanılan sembolik bir isimdir. Bu kullanım, “Helga”yı, “Ayşe,” “Fatma,” “Hasan,” “Hüseyin” gibi tipik Türk isimlerinin karşısına koyarak güçlü bir “Biz ve Onlar” ayrımı yaratır. “Helga hızlı trene binecek de Ayşem, Fatmam neden binemesin?” örneğinde olduğu gibi, bu retorik, geçmişte modernliğin, yüksek teknolojinin ve refahın […]
Aslen Cengiz Aytmatov’un “Gün Olur Asra Bedel” romanındaki, hafızasını ve kimliğini yitirerek efendisine köle olan karakterden alınmış bir hakaret ifadesidir. Erdoğan bu terimi, kendi milletine ve değerlerine yabancılaştığını, “üst aklın” veya dış güçlerin kontrolüne girdiğini düşündüğü aydınlar, siyasetçiler veya muhalifler için kullanır. “Monşer“den daha ağır bir ithamdır; zira sadece elitist olmakla değil, aynı zamanda köklerinden […]
Hükümet karşıtı protestolara katılanların, belirli bir konuda eleştiri yöneltenlerin veya marjinal olduğu düşünülen grupların sayısını küçümsemek ve onların halkın genelini temsil etmediğini vurgulamak için kullanılan bir azımsama ifadesidir. “Üç-beş çapulcu,” “üç-beş ağaç için” gibi kullanımlar, eylemin veya talebin toplumsal bir karşılığı olmadığını, önemsiz bir azınlığın işi olduğunu ima eder. Bu, muhalif hareketlerin kitleselliğini ve meşruiyetini […]