Bayar’ın “Milli İrade” doktrininde, halkın egemenliğini kullandığı kutsal bir mekanizma ve nihai meşruiyet kaynağıdır. “Sandık“, demokrasinin kalbi olarak görülür. DP söyleminde, iktidara gelmenin ve iktidarda kalmanın tek meşru yolu sandıktır. Her türlü sandık dışı müdahale veya vesayet reddedilir. “Vatandaş sandık başına huzur içinde gidebilir” gibi ifadeler, seçim sürecinin güvenliğinin önemini vurgular.
DP’nin, 27 yıl boyunca ülkeyi yöneten CHP’nin siyaset ve yönetim anlayışını tanımlamak için kullandığı eleştirel bir kavramdır. Bu “zihniyet“, demokrasiyi ve muhalefeti dışlayan, devleti partiyle özdeşleştiren, bürokratik vesayete dayanan ve halktan kopuk, anti-demokratik bir yönetim tarzı olarak tasvir edilir. DP, kendi misyonunu bu “zihniyeti” yıkarak ülkeye gerçek demokrasiyi getirmek olarak tanımlamıştır. Bu, DP’nin vesayet karşıtı […]
DP’nin 1950 seçimlerini kazandıktan sonra, 27 yıllık CHP iktidarı döneminin hesabını sormayacaklarına, geçmişin defterlerini karıştırmayacaklarına dair verdikleri bir politik taahhüttür. Bu ifade, iktidar değişiminin bir intikam veya tasfiye hareketine dönüşmeyeceğini belirterek, gergin bir siyasi ortamda yumuşamayı ve toplumsal barışı sağlamayı amaçlamıştır. Siyasi bir centilmenlik ve olgunluk mesajı vererek, kansız ve demokratik bir iktidar devrini mümkün […]
Bayar’ın ve Demokrat Parti’nin siyasi söyleminin temel taşı olan bu kavram, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu ve milletin bu egemenliği serbest seçimlerle tecelli ettirdiği fikrini ifade eder. Bayar için “Milli İrade,” parlamentodaki çoğunluğun iradesiyle eş anlamlıdır ve bu iradenin üzerinde hiçbir vesayet (bürokratik, askeri vb.) kabul edilemez. Retorik işlevi çift yönlüdür: 1946-1950 muhalefet döneminde, […]