2008 Küresel Finans Krizi sırasında, krizin Türkiye ekonomisine büyük bir zarar vermeyeceğini, sadece hafifçe dokunup geçeceğini iddia etmek için kullanılan bir metafordur. “Kriz bizi teğet geçecek” ifadesi, o dönemde hükümetin krize karşı özgüvenini ve ekonominin sağlam olduğu mesajını vermek için kullanılmıştır. Ancak krizin etkileri hissedildikçe, bu ifade muhalefet tarafından hükümetin ekonomik gerçeklerden kopuk olduğunun ve krizi küçümsediğinin bir kanıtı olarak sıkça eleştirilmiştir. Siyasi hafızada, ekonomik öngörülerdeki iyimserliğin sembolü haline gelmiştir.
Erdoğan’ın kendi siyasi kariyerini ve AK Parti iktidar dönemlerini, geleneksel esnaf loncalarındaki (Ahilik) hiyerarşiye benzer bir şekilde aşamalara ayıran bir metafordur. Bu anlatıya göre, 2002-2007 arası “çıraklık,” 2007-2011 arası “kalfalık” ve 2011 sonrası ise “ustalık” dönemidir. Erdoğan, daha sonra “baş ustalık için icazet” istediğini de belirtmiştir. Bu metafor birkaç önemli işleve sahiptir: Birincisi, iktidarın zaman […]
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin (ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa) veto hakkına sahip olduğu mevcut küresel düzenin adaletsizliğini ve temsildeki yetersizliğini eleştiren, Erdoğan’ın dış politika vizyonunun temel sloganıdır. Bu ifade, ilk kez 2013 yılında kullanılmış ve o zamandan beri Erdoğan’ın en güçlü ve en çok bilinen söylemlerinden biri haline gelmiştir. Sloganın birden […]
Değişime direnen, eski Türkiye’nin alışkanlıklarını ve kurumlarını temsil eden yerleşik düzeni ifade eder. Erdoğan’ın söyleminde “statüko,” AK Parti’nin reformlarına ve “Yeni Türkiye” inşasına karşı çıkan “vesayet odakları” ile eş anlamlıdır. Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçim zaferleri, “statükonun kaybettiği” ve “vesayetin en büyük mağlubiyetini yaşadığı” anlar olarak çerçevelenir. Bu, AK Parti’nin siyasetini sürekli bir devrimci değişim ve ilerleme […]