Özal’ın, büyük altyapı projelerini (köprüler, otoyollar, santraller) devlet bütçesine yük olmadan özel sektöre yaptırmak için geliştirdiği bir finansman modelidir. Bu terim, onun pragmatik, piyasa odaklı ve proje bazlı siyaset anlayışının somut bir örneğidir. Söyleminde bu modeli, Türkiye’nin kalkınmasını hızlandıran, bürokrasiyi aşan ve devleti gereksiz yüklerden kurtaran sihirli bir formül olarak sunmuştur.
Siyasi bir ideologdan çok, teknik bilgi ve uzmanlığa sahip bir yöneticiyi tanımlayan bir sıfattır. Özal, siyasi kariyerinin başından itibaren kendisini bir “teknokrat” olarak sunmuştur. Bu kimlik, onun 12 Eylül sonrası de-politize ortama uyum sağlamasını ve politikalarını ideolojik değil, rasyonel ve bilimsel çözümler olarak pazarlamasını sağlamıştır. “İcraatın İçinden” programı, bu teknokrat kimliğin halka sunulduğu ana platformdur.
Özal’ın siyasi vizyonunun nihai hedefini tanımlayan bir kavramdır. Bu hedef, sadece ekonomik olarak kalkınmış değil, aynı zamanda bölgesinde lider, dünyada söz sahibi bir Türkiye idealini içerir. “Çağ atlamak” bu hedefe ulaşma sürecini, “Büyük Türkiye” ise varılacak nihai noktayı ifade eder. Bu söylem, milliyetçi kesimleri de kendi projesine dahil etme işlevi görür.
Özal’ın başbakanlığı döneminde TRT’de yaptığı aylık bilgilendirme programının adıdır. Ancak bu isim, programın kendisinden daha büyük bir anlama kavuşarak, Özal’ın siyaset yapma tarzının sembolü haline gelmiştir. “İcraatın İçinden” konuşmak, laf yerine iş üretmek, soyut ideolojiler yerine somut projeleri siyasetin merkezine koymak anlamına gelir. Bu ifade, Özal’ın teknokrat kimliğini pekiştirir ve onu “yapan, sonuç alan lider” […]