Popüler olmayan veya riskli bir karar alındığında, bu kararın olası olumsuz sonuçlarının ve seçmen nezdindeki maliyetinin sorumluluğunu üstlendiğini belirtmek için kullanılan ifade. “Gerekirse siyasi bedelini biz öderiz” şeklindeki kullanım, kararlılık, cesaret ve “milletin çıkarı için” popüler olmayan adımları atmaktan çekinmeme imajı çizer. Bu, liderin günübirlik siyasi çıkarlar yerine, devletin uzun vadeli çıkarlarını gözettiği iddiasını güçlendiren bir yönetişim söylemidir.
Dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, Türkiye Ekonomi Modeli’ni açıklarken kullandığı ve ekonomi yönetiminin rasyonel verilerden çok, iyimser bir inanca dayandığı yönündeki eleştirilerin sembolü haline gelen ifadedir. Erdoğan, bu ifadeyi doğrudan kullanmasa da ekonomiyle ilgili yaptığı benzer iyimser ve güvence veren açıklamalar bu söylemle birlikte anılır. Rasyonel ekonomik eleştirileri “karamsarlık” ve “dış güçlerin oyunu” […]
Değişime direnen, eski Türkiye’nin alışkanlıklarını ve kurumlarını temsil eden yerleşik düzeni ifade eder. Erdoğan’ın söyleminde “statüko,” AK Parti’nin reformlarına ve “Yeni Türkiye” inşasına karşı çıkan “vesayet odakları” ile eş anlamlıdır. Özellikle Cumhurbaşkanlığı seçim zaferleri, “statükonun kaybettiği” ve “vesayetin en büyük mağlubiyetini yaşadığı” anlar olarak çerçevelenir. Bu, AK Parti’nin siyasetini sürekli bir devrimci değişim ve ilerleme […]
AK Parti iktidarı altında inşa edildiği iddia edilen, “Eski Türkiye“nin vesayetçi, bürokratik ve ekonomik olarak zayıf yapısından kurtulmuş, “milli iradenin” tam olarak hakim olduğu, özgüvenli, ekonomik olarak kalkınmış ve bölgesel bir güç haline gelmiş Türkiye idealini ifade eden bir vizyondur. Bu vizyon, “Dünya Beşten Büyüktür” sloganıyla küresel siyasete, yerli ve milli üretim hamleleriyle ekonomiye, Cumhurbaşkanlığı […]