DP’nin 14 Mayıs 1950’de seçimle iktidara gelmesini tanımlamak için kullanılan güçlü bir metafordur. “İhtilal” kelimesinin seçilmesi, bu olayın basit bir hükümet değişikliği olmadığını, 27 yıllık CHP düzeninin kökten ve geri dönülmez bir şekilde yıkıldığını ima eder. “Beyaz” sıfatı ise bu devrimin kansız, şiddetsiz ve en önemlisi halkın oylarıyla, yani demokratik ve lekesiz bir şekilde gerçekleştiğini vurgular. Bu ifade, 1950 seçimini Türkiye tarihinde bir milat olarak kodlar ve DP iktidarına, statükoyu yıkan devrimci bir hareketin meşruiyetini kazandırır.
Menderes söyleminin kilit taşı ve en stratejik kavramıdır. Başlangıçta, CHP’nin tek parti yönetimine karşı halkın egemenlik hakkını ve sandık sonucunun üstünlüğünü ifade eden demokratik bir ilke olarak kullanılır. Ancak DP iktidarı boyunca anlamı temelden bir dönüşüme uğrar. İktidarının ikinci yarısında “Milli İrade“, artık sadece seçim sonucunu değil, DP hükümetinin her türlü eylemini ve kararını meşrulaştıran, […]
7 Haziran 1945’te Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan tarafından CHP Meclis Grubu’na sunulan ve Türkiye’de çok partili hayata geçişin fitilini ateşleyen tarihi önergedir. Takrir, anayasanın tam olarak uygulanmasını, parti tüzüğündeki antidemokratik hükümlerin kaldırılmasını ve daha fazla demokrasi ve özgürlük talep ediyordu. Önergenin reddedilmesi ve imzacılarının (Bayar hariç) partiden ihraç edilmesi, Demokrat […]
Menderes’e atfedilen ve onun halk üzerindeki etkisini ve parti içindeki mutlak liderliğini ifade ettiği iddia edilen kibirli bir sözdür. Bu ifadenin gerçekten Menderes tarafından söylenip söylenmediği tartışmalı olsa da, onun siyasi kimliğinin bir parçası haline gelmiştir. Bu söz, “Milli İrade“nin aslında liderin şahsında toplandığı, seçmenlerin partiye veya adayın niteliklerine değil, doğrudan lidere oy verdiği şeklindeki […]