Hz. Ali’ye atfedilen ve devlet yönetiminin temel ilkesinin adalet olması gerektiğini vurgulayan tarihi bir sözdür. Kılıçdaroğlu, bu ifadeyi laiklik ilkesini ve devletin tüm inançlara eşit mesafede durması gerektiğini savunurken kullanır. Ona göre devletin dayatacağı bir din olmamalı, tek inancı ve temel prensibi adalet olmalıdır. Bu söylem, adaleti en üstün değer olarak konumlandırarak, liyakat ve hukukun üstünlüğü gibi ilkelerin de temelini oluşturur. Özellikle muhafazakar kitlelere hitap ederken, adalet kavramını evrensel ve İslami referanslarla güçlendirmeyi amaçlar.
2017’deki Adalet Yürüyüşü sırasında ortaya çıkan ve Kılıçdaroğlu’nun siyasi söylemiyle özdeşleşen en temel slogandır. Bu üç kavram, onun siyasi mücadelesinin temelini oluşturur: bireysel ve toplumsal “hak“ların korunması, bu hakların “hukuk” devleti ilkeleriyle güvence altına alınması ve nihayetinde herkes için tarafsız işleyen bir “adalet” sisteminin tesisi. Mitinglerde ve konuşmalarda ritmik bir şekilde tekrarlanarak, kitleleri ortak bir […]
Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışının temel ilkesidir. Kılıçdaroğlu, bu ifadeyle, toplanan vergilerin ve kamu harcamalarının nereye gittiğinin millete açıkça rapor edileceğini vaat eder. “Her namuslu siyasetçinin onurlu görevi” olarak tanımladığı bu ilke , yolsuzluk ve israfın panzehiridir. Kendi iktidarlarında muhalefete hesap vermeyi yasal bir zorunluluk haline getirme vaadi, bu ilkeye olan bağlılığının en […]
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerini, tevazuyu ve devlette devamlılığı simgeleyen tarihi Cumhurbaşkanlığı makamıdır. Kılıçdaroğlu, “Saray” olarak nitelediği mevcut Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin israf ve şatafatını eleştirirken, iktidara geldiklerinde Cumhurbaşkanlığı makamını yeniden Çankaya Köşkü’ne taşıyacaklarını vaat eder. Bu, sadece fiziksel bir mekan değişikliği değil, aynı zamanda “tek adam rejimi“nden “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem”e ve onun temsil ettiği daha mütevazı, demokratik […]