Türkiye’de demokrasiyi ve demokratikleşme sürecini tanımlamak için kullandığı bir metafordur. “Ülke olarak demokrasi yolunda çok mesafe aldık ama görüyorum ki hala gitmemiz gereken bir yol var. Bu yol öyle temiz bir yol değil, biraz mayınlı bir yoldur” ifadesi, bu sürecin ne kadar tehlikeli, riskli ve öngörülemez olduğunu vurgular. Bu metafor, sivil siyasetçilerin her an bir […]
Kişiler: Mesut Yılmaz
Medeniyet Projesi
Bkz. 21. Yüzyılın En Büyük Projesi. Yılmaz’ın Avrupa Birliği üyeliğini tanımlarken kullandığı bu ifade, süreci teknik bir uyum çalışmasından çıkarıp, Türkiye’nin kimlik ve aidiyet seçimi düzeyine yükseltir. AB’yi, Türkiye’nin modern, demokratik ve Batılı bir ülke olma hedefinin nihai durağı olarak sunar. Bu, Atatürk’ün modernleşme vizyonuna yapılan bir göndermedir ve AB karşıtı argümanları “medeniyet karşıtlığı” olarak […]
MGK (Milli Güvenlik Kurulu)
Yılmaz’ın söyleminde, özellikle 28 Şubat döneminde, sivil hükümet ile askeri bürokrasi arasındaki güç mücadelesinin ve gerilimin yaşandığı merkezi bir platformdur. MGK, onun için hem anayasal bir kurum hem de askerin sivil siyasete müdahale ettiği bir mekanizmadır. “Benim MGK’daki tavrımla dışarıdaki tavrım farklı olmaz. Ben Erbakan değilim!” sözü, bu kuruldaki duruşunun siyasi kimliğinin bir testi olduğunu […]
Milliyetçilik
Yılmaz’ın siyasi kimliğinde liberalizmle birlikte dengeleyici bir unsur olarak yer alan bir kavramdır. Ancak onun milliyetçilik anlayışı, rakiplerinin (özellikle MHP’nin) milliyetçiliğinden farklıdır. “Tatlı su milliyetçileri” veya “Bazlama – börek milliyetçileri” gibi ifadelerle, rakip milliyetçiliği sığ ve folklorik olmakla eleştirir. Kendi pozisyonunu ise daha rasyonel, pragmatik ve Batı ile entegrasyonu dışlamayan bir “vatanseverlik” olarak sunar. Onun […]
Mum söndü oynuyorlar
Susurluk skandalına tepki olarak düzenlenen “Sürekli Aydınlık için Bir Dakika Karanlık” eylemlerini hedef alırken kullandığı, son derece tartışmalı ve hakaretamiz bir ifadedir. Bu ifade, Alevi inancına yönelik tarihi bir iftira olan “mum söndü” ayinini ima ederek, protestocuları hem itibarsızlaştırmayı hem de toplumsal bir kesimi rencide etmeyi içerir. Bu söz, Yılmaz’ın polemikçi dilinin en sert ve […]
Müteahhit
1999 Depremi’nin sorumlularını işaret ederken kullandığı bir meslek grubudur. “Müteahhitlerimiz malzemeden çalmıştır” ifadesi, felaketin nedenlerinden birini somut ve kişisel bir düzeye indirir. Bu, halkın öfkesini yöneltebileceği açık bir hedef gösterir. Ancak Yılmaz, suçu sadece müteahhitlere yıkmakla kalmaz, “imar düzenimiz laçkadır” diyerek, bu duruma izin veren sistemik soruna da dikkat çeker. Dolayısıyla “müteahhit“, onun söyleminde hem […]
Önyargı
Yılmaz’ın, özellikle Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan Avrupalı siyasetçilerin veya Türkiye içindeki AB karşıtlarının tutumunu eleştirmek için kullandığı bir terimdir. AB genişleme sürecinin başarısı için “yersiz kaygı ve kuşkulardan arınması, önyargılardan ve bencil yaklaşımlardan kurtulması gerekir” diyerek, karşıt argümanların rasyonel değil, duygusal ve irrasyonel temellere dayandığını ima eder. Bu, rakibin pozisyonunu akıl dışı ilan ederek […]
Özelleştirme
Yılmaz’ın ve ANAP’ın liberal ekonomi politikasının temel taşlarından biridir. Söyleminde özelleştirmeyi, “halkın sorununun çözülmesi”, “siyasi kirlenmenin önlenmesi” ve “demokrasi” için bir zorunluluk olarak sunar. KİT’lerin (Kamu İktisadi Teşebbüsleri) verimsizliğini ve devlete yük olduğunu savunarak, özelleştirmenin ekonomik rasyonalitenin bir gereği olduğunu vurgular. “Bu özelleştirme ile sadece Türk ekonomisinin değil, çalışanların da çıkarları korunmuştur” gibi ifadelerle, bu […]
Rutin Dışı
Bkz. Devlet bazen rutinin dışına çıkabilir.
Sağduyu
Yılmaz’ın, özellikle siyasi kriz ve gerilim anlarında, tüm taraflara yaptığı bir çağrıdır. Demokrasinin “mayınlı bir yol” olduğunu belirttikten sonra, “gerekli basireti ve sağduyuyu göstermek bize düşer” demesi, bu kavramın işlevini ortaya koyar. “Sağduyu“, aşırı ve fevri tepkilerden kaçınmayı, rasyonel ve uzlaşmacı bir tavır takınmayı ifade eder. Retorik olarak, kendi pozisyonunu makul ve dengeli olarak sunarken, […]

Mesut Yılmaz Karnesi
Tematik Odak Dağılımı
Sık Kullandığı Terimler
Kişiler: Mesut Yılmaz Hakkında
Türk siyasetinin en çalkantılı dönemlerinden biri olan 1990’lara damgasını vuran başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın siyasi dili, tek bir ideolojik kalıba sığdırılamayacak kadar karmaşık ve çok katmanlı bir yapı sergiler. Söylemi, Batı tarzı liberal demokrasi idealleri ile dönemin sert siyasi ve toplumsal gerçeklikleri arasındaki sürekli bir müzakerenin ürünüdür. Bu analitik çerçevede, Yılmaz’ın siyasi lügatinin üzerine inşa edildiği üç temel direk incelenecektir: Teknokratik liberalizm ve rasyonaliteye dayalı Batıcı vizyonu, kriz anlarında ortaya çıkan pragmatizmi ve sivil siyaset savunusu, ve son olarak rakiplerine yönelik keskin polemikçi üslubu ile siyasi kariyerine damga vuran dil sürçmeleri. Bu üç unsur, onun siyasi kimliğinin ve döneminin ruhunun bir yansıması olarak birbiriyle çelişir gibi görünse de, aslında aynı siyasi gerçekliğin farklı yüzlerini temsil eder.