Laikliğe karşıt, gerici ve din devleti yanlısı olarak tanımlanan faaliyetler için kullanılan bir terimdir. Demirel’in söyleminde bu kavramın kullanımı, siyasi kariyerindeki döneme göre değişiklik göstermiştir. Başbakanlık dönemlerinde genellikle din ve vicdan özgürlüğünü savunurken ve laikliğin dinsizlik olmadığını vurgularken, Cumhurbaşkanlığı döneminde, özellikle 28 Şubat sürecinde, “irtica“yı Türkiye Cumhuriyeti için en büyük tehditlerden biri olarak tanımlamıştır. Bu […]
Kişiler: Süleyman Demirel
Kendim için bir şey istiyorsam namerdim
Siyasi mücadelesini kişisel çıkarları için değil, “memleket meseleleri” ve milletin refahı için verdiğini vurgulamak amacıyla kullandığı popülist bir yemindir. Bu ifade, siyaseti bir kamu hizmeti olarak yüceltir ve siyasetçinin fedakarlığına vurgu yapar. Retorik işlevi, kendisine yönelik olası çıkar veya koltuk sevdası eleştirilerini peşinen savuşturmak ve eylemlerini daha ulvi bir amaçla (“millet hizmeti“) gerekçelendirmektir. Bu, dinleyici […]
Kim ne verirse 5 lira fazlası
Özellikle tütün gibi tarım ürünlerinin taban fiyatlarının belirlendiği dönemlerde, muhalefetteyken kullandığı iddia edilen bir seçim vaadidir. Bu ifade, rakip partilerin vaatlerini anlamsızlaştıran ve kendisini çiftçinin tek ve en cömert savunucusu olarak konumlandıran bir açık artırma stratejisidir. Popülist siyasetin en saf hallerinden biridir; ekonomik rasyonaliteyi veya bütçe gerçeklerini göz ardı ederek, doğrudan seçmen kitlesinin maddi çıkarına […]
Kırk günde kabak yetişmez
1978’de CHP hükümetinin kısa süreli kurslarla öğretmen ataması yapmasını eleştirmek için kullandığı bir ifadedir. Bu halk deyimi, nitelikli işlerin ve ciddi meselelerin aceleye getirilemeyeceğini, zaman ve emek gerektirdiğini anlatır. Retorik işlevi, rakip hükümetin icraatlarını “kalitesiz“, “yüzeysel” ve “günü kurtarmaya yönelik” olarak damgalamaktır. Kendi siyaset anlayışını ise daha planlı, sağlam ve kalıcı işler yapan bir anlayış […]
Memlekette gaz vardır
Gaz yağı sıkıntısının yaşandığı bir dönemde, bir gazetecinin “hükümet ne gibi önlemler alıyor?” sorusuna verdiği, gerçekliği inkâr eden bir yanıttır. Bu ifade, sorunu çözmek yerine sorunun varlığını reddederek krizi yönetme stratejisinin bir örneğidir. “Benzin vardı da biz mi içtik?” sözünün aksine, burada mizah veya kaçamak yerine doğrudan bir inkâr söz konusudur. Bu, hükümetin aciziyetini veya […]
Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz
Demirel’in siyasi ve kişisel felsefesini yansıtan derin bir aforizmadır. Bu söz, sorunlara karşı takınılan tavrın, sorunun kendisinden daha önemli olabileceğini ifade eder. Siyasi olarak, kriz anlarında paniğe kapılmamayı, soğukkanlılığı korumayı ve bazı sorunları görmezden gelerek veya zamanla çözülmesine izin vererek aşılabileceğini telkin eder. Retorik işlevi, karmaşık sorunları basitleştirmek ve yönetilebilir kılmaktır. Eleştirenler tarafından sorunları halının […]
Milli irade
Demirel’in demokrasi anlayışının merkezinde yer alan ve siyasi meşruiyetin tek kaynağı olarak gördüğü kavramdır. Söyleminde “milli irade“, halkın seçim sandığında tecelli eden gücünü ifade eder ve bu gücün karşısında bürokrasi, ordu veya herhangi bir elit grubun vesayetini reddeder. Demirel, askeri müdahaleleri “milli iradeye” karşı yapılmış en büyük suç olarak görmüş ve siyasi mücadelesini büyük ölçüde […]
Morrison Süleyman
Demirel’in siyasete atılmadan önce, Amerikan firması Morrison-Knudsen’in Türkiye temsilciliğini yapması nedeniyle siyasi rakipleri tarafından takılan bir lakaptır. Bu lakap, onu “yabancı sermayenin temsilcisi” ve “Amerikancı” olarak damgalama amacı taşıyordu. Demirel’in kendisi bu lakabı hiç kullanmamış olsa da özellikle sol muhalefetin dilinde onun ekonomik ve dış politikasını eleştirmek için kullanılan bir sembol haline gelmiştir. Bu, onun […]
Neresini sıkacaktım?
Kıbrıs meselesi nedeniyle Türkiye ile İngiltere’nin arasının gergin olduğu 1960’lı yıllarda, bir etkinlikte karşılaştığı İngiliz büyükelçisinin elini sıkması eleştirilince verdiği yanıttır. Bu argo ve müstehcen imalar içeren soru, diplomatik nezaket kurallarının siyasi husumetlere rağmen geçerli olduğunu, devlet yönetiminin kişisel öfkelerle yürütülemeyeceğini anlatır. Retorik işlevi, kendisine yöneltilen “milliyetçi duruş eksikliği” eleştirisini, kaba ama akılda kalıcı bir […]
Onu işte ben yaptım!
Ülkedeki büyük altyapı projelerini (köprüler, barajlar, fabrikalar vb.) kişisel olarak sahiplenmek için kullandığı, kendine güvenen ve sahiplenici bir ifadedir. Bu söz, soyut “devlet yaptı” veya “hükümet yaptı” ifadeleri yerine, icraatı doğrudan kendi şahsıyla özdeşleştirir. Retorik işlevi, seçmenin zihninde kalkınma ile Demirel arasında doğrudan bir bağ kurmaktır. Bu, onun “icraatçı” kimliğini pekiştiren ve seçmenden somut eserler […]

Süleyman Demirel Karnesi
Tematik Odak Dağılımı
Sık Kullandığı Terimler
Kişiler: Süleyman Demirel Hakkında
Süleyman Demirel’in Türk siyasi hayatındaki 40 yıla yayılan etkinliği, sadece siyasi manevraları ve icraatları ile değil, aynı zamanda kendine özgü, çok katmanlı ve son derece işlevsel dil kullanımıyla da şekillenmiştir. Demirel’in söylemi, akılda kalıcı aforizmalar ve nüktelerden ibaret bir koleksiyon değil, Türkiye’nin çalkantılı siyasi zemininde uzun süre ayakta kalabilmek ve krizleri yönetebilmek için tasarlanmış sofistike ve tutarlı bir retorik sistemidir. Bu sistem, birbiriyle sinerji içinde çalışan dört temel direk üzerine inşa edilmiştir: Pragmatist realizm, kalkınmacı popülizm, “halkın adamı” mitosu ve nüktedan kriz yönetimi. Bu direkler, Demirel’in merkez sağ siyasetteki merkezi konumunu pekiştirmiş ve onu hem askeri vesayetle müzakere edebilen hem de geniş halk kitleleriyle doğrudan bağ kurabilen ender liderlerden biri yapmıştır.