Kişiler: Tansu Çiller

Gökberk Kitabeleri

Çiller’in, Türk tarihinin en önemli yazılı anıtları olan “Göktürk Kitabeleri” (Orhun Yazıtları) demek isterken yaptığı bir başka gaftır. Bu tür tarihsel ve kültürel hatalar, özellikle milliyetçi söylemi yoğun bir şekilde kullanan bir lider için, entelektüel birikimi ve konuya hakimiyeti konusunda ciddi şüpheler uyandırmıştır. Rakipleri tarafından, onun milliyetçiliğinin derinlikli bir bilgiden çok, yüzeysel ve ezbere dayalı […]

Gümrük Birliği

Türkiye’nin 1 Ocak 1996’da Avrupa Birliği ile gerçekleştirdiği Gümrük Birliği anlaşması, Çiller’in başbakanlık döneminin en önemli ve tartışmalı icraatlarından biridir. Çiller’in söyleminde bu terim, Türkiye’yi Batı dünyasıyla bütünleştiren, modernleştiren ve ekonomik olarak ileriye taşıyan tarihi bir başarı olarak sunulmuştur. “Türkiye’yi Gümrük Birliğine kim soktu? Ben soktum. Peki Avrupa Birliğine kim sokacak? Ben sokacağım” sözü, bu […]

Ha Ali-Veli, Ha Veli-Ali

2002 seçimleri öncesinde, Kemal Derviş’in CHP ile ittifak kurma çabalarını eleştirirken kullandığı bir deyimdir. “Ha Ecevit’le Derviş, ha Baykal’la Derviş!” diyerek, Derviş’in hangi partiyle birleşirse birleşsin sonucun değişmeyeceğini, bunun bir aldatmaca olduğunu ifade eder. Bu deyim, rakip siyasi oluşumları birbirinden farksız, aynı zihniyetin farklı versiyonları olarak göstererek seçmen nezdinde değersizleştirmeyi amaçlar. Siyasetin aktörlerini değil, temel […]

Hacivat Liginde

2002 seçimleri öncesinde, siyasi yasağı nedeniyle seçime giremeyecek olan AKP lideri Tayyip Erdoğan’ı hedef alan alaycı bir ifadedir. Geleneksel gölge oyunu karakteri Hacivat’a yapılan bu benzetme, Erdoğan’ı “asıl aktör” (Karagöz) olmayan, geçici, göstermelik ve yetkisiz bir figür olarak tasvir etmeyi amaçlar. “4 Kasım’da yok” diyerek hukuki durumuna vurgu yapar ve seçmen nezdinde liderliğini itibarsızlaştırmaya çalışır. […]

Hepinizin Anası Olduğumu…

Özellikle terörle mücadele eden özel harekat polislerine hitaben kullandığı bir ifadedir. Bu söz, bir başbakan veya siyasi lider kimliğinin ötesine geçerek, o asker ve polislerin “manevi annesi” olduğunu iddia eder. Bu, onlarla kurduğu ilişkiyi resmi ve hiyerarşik bir bağdan, kişisel, koruyucu ve duygusal bir aile bağına dönüştürür. Bu retorik hamle, güvenlik güçlerine moral vermeyi, onlara […]

Hizmetlerimizi Vicdanlar Sussa, Tarih Haykırır

Genel başkanlıktan ayrıldığı kongrede yaptığı veda konuşmasında sarf ettiği, geleceğe yönelik bir aklanma ve meşruiyet iddiası içeren bir sözdür. Bu ifade, mevcut siyasi konjonktürde (seçim yenilgisi sonrası) hizmetlerinin ve başarılarının takdir edilmediğini, “vicdanların sustuğunu” kabul eder. Ancak nihai yargıyı verecek olanın “tarih” olduğunu ve tarihin kendi lehine “haykıracağını” iddia ederek, bugünün yenilgisini yarının zaferine dönüştürme […]

İpim Cebimde Geziyorum

Özellikle 28 Şubat sürecinde, askerin siyasete müdahalesi ve kendisi üzerindeki baskılar karşısında korkmadığını, her türlü sonuca (idam dahil) hazır olduğunu ifade etmek için kullandığı çarpıcı bir ifadedir. “İp” metaforu, idamı simgeler ve bu söz, siyasi mücadelenin ne kadar sertleştiğini ve risklerin ne kadar yükseldiğini gösterir. Çiller, bu ifadeyle kendisini davası uğruna ölümü göze almış cesur […]

İşsizliğin Üstünden Silindirle Geçeceğim

Çiller’in ekonomik vaatleri arasında en bilinen ve en popülist olanıdır. İşsizlik gibi karmaşık ve yapısal bir sorunu, “silindirle ezmek” gibi basit, şiddetli ve kesin sonuç vaat eden bir eyleme indirger. Bu metafor, seçmene sorunun kökten ve hızla çözüleceği yönünde güçlü bir umut ve kararlılık mesajı verir. Söylemin gücü, teknik detaylardan arındırılmış, görsel olarak zihinde canlanabilen […]

İthal Kumandanlar

2002 seçimleri öncesinde, Dünya Bankası’ndan gelerek ekonominin başına geçen ve daha sonra siyasete atılan Kemal Derviş’i hedef almak için kullandığı bir ifadedir. “Siz hiç ithal kumandanlarla kurtuluş savaşı kazanıldığını gördünüz mü?” sorusuyla bu ifadeyi güçlendirmiştir. “İthal kumandan” benzetmesi, Derviş’i Türkiye’nin gerçeklerinden kopuk, dışarıdan atanmış, milli olmayan ve dolayısıyla güvenilmez bir figür olarak kodlar. Bu, milliyetçilik […]

Kartelci Medya

Çiller’in, kendisini eleştiren ve muhalefet eden büyük medya gruplarını (özellikle Aydın Doğan medyasını) tanımlamak için kullandığı bir terimdir. “Kartel” kelimesi, bu medya gruplarını sadece habercilik yapan kurumlar olarak değil, kendi ekonomik ve siyasi çıkarları için bir araya gelmiş, tekelci ve yasa dışı bir yapı olarak tasvir eder. Bu söylem, medyayı dördüncü kuvvet olmaktan çıkarıp, halkın […]

Tansu Çiller

Tansu Çiller Karnesi

Tematik Odak Dağılımı

Sık Kullandığı Terimler

Kişiler: Tansu Çiller Hakkında

Tansu Çiller’in siyasi sahneye çıkışı, Türkiye’nin 1990’lı yıllarının kaotik ve belirsiz atmosferi içinde değerlendirilmelidir. Bu on yıl; yüksek enflasyon, kırılgan koalisyon hükümetleri, PKK ile tırmanan çatışma, Susurluk skandalı gibi olaylarla devlet-siyaset-mafya ilişkilerinin sorgulanması ve siyasal İslam’ın yükselişi gibi köklü dönüşümlerle karakterize olmuştur. Çiller’in siyasi söylemi, bu çalkantılı ortama verilmiş stratejik bir yanıtlar bütünü olarak okunmalıdır. Söylemi, tek bir ideolojik eksene sabitlenmek yerine, dönemin gerektirdiği farklı kimlikleri aynı anda veya art arda sergileyebilen performatif bir nitelik taşır. Bu çok katmanlı retorik yapıyı anlamak için, söyleminin dayandığı dört temel direği analiz etmek gerekmektedir: Teknokrat kimlik ve popülist vaatlerin sentezi, “şahin” milliyetçilik ve devletin bekası söylemi, cinsiyetlendirilmiş siyaset ve “milletin anası/bacısı” arketipi, ve son olarak kutuplaştırıcı ve meydan okuyan polemik dili. Bu dört direk, Çiller’in siyasi lügatinin hem yapı taşlarını hem de stratejik esnekliğini ortaya koymaktadır.

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×