Menderes’in, CHP’nin tek parti dönemindeki ekonomik ve siyasi anlayışını eleştirmek için kullandığı bir terimdir. “İnhisarcı” (tekelci) sıfatı, CHP’nin hem ekonomide devletçiliği dayattığını hem de siyasette tüm gücü kendi elinde topladığını, başka hiçbir partiye veya görüşe yaşam hakkı tanımadığını ima eder. DP, kendi siyasetini bu “inhisarcı zihniyet“in tam tersi olarak, yani hem ekonomide serbest rekabete hem de siyasette çok partili demokrasiye dayalı olarak sunmuştur. Bu terim, CHP’yi çağdışı ve anti-demokratik bir yapı olarak etiketlerken, DP’yi modern ve özgürlükçü bir alternatif olarak konumlandırma işlevi görür.
Menderes’in siyasi söyleminde, en büyük rakibi ve selefi olan İsmet İnönü’ye atıfta bulunurken kullandığı isimdir. Menderes’in dilinde “İsmet Paşa”, sadece bir siyasi lideri değil, aynı zamanda DP’nin mücadele ettiğini iddia ettiği her şeyi simgeleyen bir figürdür: “Tek Parti Devri“, “Milli Şef“lik, “devletçilik” ve “baskı rejimi“. Menderes, İnönü’yü sık sık kişisel olarak hedef almış, onu “iktidar […]
CHP’nin tek parti döneminde uyguladığı, ekonomide devletin öncü ve belirleyici rol oynadığı iktisadi modeldir. Menderes ve DP, bu modeli “inhisarcı“, verimsiz ve özel teşebbüsü boğan bir sistem olarak eleştirmiştir. Menderes’in söyleminde “devletçilik“, ekonomik geri kalmışlığın ve kıtlığın temel nedeni olarak sunulur. DP’nin savunduğu liberal, özel teşebbüse ve yabancı sermayeye dayalı ekonomik model, bu “devletçilik” anlayışının […]
Menderes’in ve DP’lilerin, 1923-1950 yılları arasındaki CHP iktidarını tanımlamak için sistematik olarak kullandığı bir ifadedir. Bu terim, o dönemi tarihin doğal akışından çıkarıp, “zulüm,” “baskı,” “yokluk” ve “manevi çöküş” ile anılan anormal bir parantez olarak çerçeveler. Menderes’in konuşmalarında bu dönem, ekonomik geri kalmışlığın, dini baskıların ve antidemokratik uygulamaların yegâne kaynağı olarak sürekli referans gösterilir. Retorik […]