Menderes’in, 1958’de “Vatan Cephesi“ni kurarken, muhalefet partilerinin oluşturduğu ittifakı tanımlamak için kullandığı son derece olumsuz bir ifadedir. Menderes, kendi cephesini “politika ve ihtirastan vareste vatandaşların” oluşturduğu bir vatanseverlik hareketi olarak sunarken, rakiplerini ülkenin kalkınmasını ve istikrarını istemeyen, sadece “kin ve husumet” duygularıyla hareket eden yıkıcı bir güç olarak etiketlemiştir. Bu dil, siyasi alanı ahlaki bir zemine çeker: bir yanda “iyi” ve “vatansever” olanlar (Vatan Cephesi), diğer yanda ise “kötü” ve “kinci” olanlar (muhalefet). Bu, siyasi rekabeti ortadan kaldırmayı ve muhalefeti tamamen gayrimeşrulaştırmayı amaçlayan radikal bir kutuplaştırma stratejisidir.
Menderes’e atfedilen ve ordu içindeki generallerle yaşadığı gerilimi ve onlara duyduğu güvensizliği ifade ettiği iddia edilen bir sözdür. Bu ifade, Menderes’in ordunun hiyerarşik yapısını ve komuta kademesini küçümsediği, gerekirse orduyu daha alt rütbeli subaylarla bile yönetebileceğine inandığı şeklinde yorumlanmıştır. Bu söz, onun sivil-asker ilişkilerindeki gerilimi artıran ve ordunun bir kesiminde kendisine karşı büyük bir tepki […]
Menderes’in, özellikle iktidarının son yıllarında, her türlü muhalif eylemi (basın eleştirileri, öğrenci gösterileri, muhalefet partilerinin mitingleri vb.) tanımlamak için kullandığı genelleyici ve kriminalize edici bir terimdir. Bu ifade, meşru demokratik hakların kullanımını, ülkenin düzenini ve istikrarını bozmaya yönelik kasıtlı ve kötü niyetli eylemler olarak çerçeveler. “Yıkıcı faaliyetler” söylemi, hükümetin otoriterleşmesinin ve eleştiriye tahammülsüzlüğünün bir göstergesidir. […]
Menderes’in siyasi söyleminde anlamı ve çağrışımı sürekli değişen bir kavramdır. Kendi muhalefet yıllarında (1946-1950), “muhalefet”i demokrasinin olmazsa olmaz bir unsuru, iktidarı denetleyen meşru bir güç olarak tanımlamıştır. Ancak iktidara geldikten sonra, özellikle CHP’ye yönelik olarak “muhalefet” kelimesine olumsuz anlamlar yüklemeye başlamıştır. İktidarının sonlarına doğru “muhalefet”, artık yapıcı eleştiri getiren bir kurum değil, ülkenin kalkınmasını engellemeye […]