İlk olarak İkinci Dünya Savaşı sırasında CHP hükümeti tarafından çıkarılan ve devlete ekonomi üzerinde olağanüstü yetkiler veren bir yasadır. DP, muhalefetteyken bu kanunu sert bir şekilde eleştirmiştir. Ancak ironik bir şekilde, 1956 yılında ekonomik kriz derinleşince, Menderes hükümeti bu kanunu yeniden yürürlüğe koymuştur. Bu karar, DP’nin savunduğu liberal ekonomi politikalarıyla ve tek parti dönemine yönelik eleştirileriyle açık bir çelişki oluşturmuştur. Muhalefet, bu durumu DP’nin ideolojik tutarsızlığının ve otoriterleşme eğiliminin bir kanıtı olarak kullanmıştır.
Menderes’in, özellikle iktidarının son yıllarında, her türlü muhalif eylemi (basın eleştirileri, öğrenci gösterileri, muhalefet partilerinin mitingleri vb.) tanımlamak için kullandığı genelleyici ve kriminalize edici bir terimdir. Bu ifade, meşru demokratik hakların kullanımını, ülkenin düzenini ve istikrarını bozmaya yönelik kasıtlı ve kötü niyetli eylemler olarak çerçeveler. “Yıkıcı faaliyetler” söylemi, hükümetin otoriterleşmesinin ve eleştiriye tahammülsüzlüğünün bir göstergesidir. […]
Menderes’in, 1950’lerin sonlarında hükümete karşı artan öğrenci ve akademisyen protestolarını eleştirmek için kullandığı aşağılayıcı ve damgalayıcı bir ifadedir. Üniversite hocalarının giydiği akademik cüppelere atıfta bulunan bu terim, aydınları ve akademisyenleri halktan kopuk, ülkenin gerçeklerinden habersiz, hükümetin “Kalkınma Hamlesi“ni anlamayan, kışkırtıcı ve yıkıcı bir elit zümre olarak tasvir etmeyi amaçlar. “Kara” sıfatı, bu grubun niyetlerinin karanlık, […]
Nisan 1960’ta, 27 Mayıs Darbesi’nden kısa bir süre önce, DP meclis grubu tarafından kurulan ve olağanüstü yetkilerle donatılmış bir meclis araştırma komisyonudur. Resmi amacı, CHP’nin ve basının “yıkıcı faaliyetlerini” soruşturmaktı. Ancak komisyona verilen; savcı, yargıç gibi hareket etme, yayın yasağı koyma, tutuklama kararı verme gibi yetkiler, onu anayasal güçler ayrılığı ilkesini ihlal eden bir baskı […]