Menderes’in, en büyük siyasi rakibi İsmet İnönü’nün muhalefet tarzını ve iktidara dönme arzusunu aşağılamak için kullandığı metaforik bir suçlamadır. “İsmet Paşa hastadır. (…) Onun hastalığının adı iktidar hastalığıdır” sözüyle İnönü’nün eleştirilerini, ülkenin sorunlarına yönelik meşru bir endişe olarak değil, uzun yıllar elinde tuttuğu gücü kaybetmenin yarattığı patolojik bir hırs olarak sunar. Bu retorik, rakibi siyasi bir aktör olmaktan çıkarıp, psikolojik bir vaka olarak tasvir ederek onu itibarsızlaştırmayı ve argümanlarını çürütmeyi hedefler. Bu, siyasi rakipleri kişiselleştirerek ve patolojize ederek saldırma taktiğinin bir örneğidir.
Menderes’in siyasi söyleminde anlamı ve çağrışımı sürekli değişen bir kavramdır. Kendi muhalefet yıllarında (1946-1950), “muhalefet”i demokrasinin olmazsa olmaz bir unsuru, iktidarı denetleyen meşru bir güç olarak tanımlamıştır. Ancak iktidara geldikten sonra, özellikle CHP’ye yönelik olarak “muhalefet” kelimesine olumsuz anlamlar yüklemeye başlamıştır. İktidarının sonlarına doğru “muhalefet”, artık yapıcı eleştiri getiren bir kurum değil, ülkenin kalkınmasını engellemeye […]
Menderes döneminde, özellikle iktidarının ikinci yarısında, hükümetin en önemli propaganda araçlarından biri haline gelen Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’nun (o zamanki adıyla) öncülüdür. Muhalefet, devlet radyosunun tamamen DP’nin siyasi çıkarları için kullanıldığını, muhalefet partilerine yer verilmediğini ve tek taraflı bir yayın politikası izlendiğini şiddetle eleştirmiştir. Özellikle Vatan Cephesi’ne katılanların isimlerinin her gün radyodan anons edilmesi, […]
Menderes’e atfedilen ve ordu içindeki generallerle yaşadığı gerilimi ve onlara duyduğu güvensizliği ifade ettiği iddia edilen bir sözdür. Bu ifade, Menderes’in ordunun hiyerarşik yapısını ve komuta kademesini küçümsediği, gerekirse orduyu daha alt rütbeli subaylarla bile yönetebileceğine inandığı şeklinde yorumlanmıştır. Bu söz, onun sivil-asker ilişkilerindeki gerilimi artıran ve ordunun bir kesiminde kendisine karşı büyük bir tepki […]