İslam fıkhında, Kuran ve Sünnet’e dayanan, yoruma kapalı, kesin ve bağlayıcı hüküm. Erdoğan, özellikle 2021 sonrasında uyguladığı düşük faiz politikasını eleştirenlere karşı “Naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim” diyerek, ekonomi politikasını dini bir referansa dayandırmış ve bu kararın tartışılamaz olduğunu ima etmiştir. Bu ifade, siyasi bir kararı rasyonel ekonomik gerekçelerden çıkarıp, onu dini bir […]
Dilbilgisel Kategoriler: İsim
NATO
Ecevit’in söyleminde NATO, Türkiye’nin güvenliği için gerekli görülen ancak ilişkilerin “eşit ortaklık” temelinde yeniden düzenlenmesi gereken bir askeri ittifaktır. Ecevit, Türkiye’nin NATO’dan çıkmasını hiçbir zaman savunmamıştır. Ancak, ittifakın Türkiye’nin ulusal çıkarlarına aykırı davrandığı durumlarda (örneğin Kıbrıs Harekâtı sırasındaki ambargo) sert eleştiriler yöneltmekten çekinmemiştir. 1978’deki bir mülakatında, “Türkiye’nin NATO’ya katkısı, NATO’nun Türkiye’nin güvenliğine katkısıyla orantılı olacaktır” […]
Nefis Terbiyesi
Erbakan’ın ahlak ve siyaset düşüncesinin temel kavramlarından biridir. Milli Görüş’ün “kimyası” olarak tanımladığı ilkelerden biri olan “nefis terbiyesini esas almak,” bireyin bencil arzu ve çıkarlarını kontrol altına alarak, kendini toplumun ve davanın hizmetine adaması anlamına gelir. Bu, İslami ve tasavvufi bir kavram olup, “manevi kalkınmanın” bireysel düzeydeki karşılığıdır. Siyasi söylemde bu kavram, Milli Görüş kadrolarının […]
Önyargı
Yılmaz’ın, özellikle Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan Avrupalı siyasetçilerin veya Türkiye içindeki AB karşıtlarının tutumunu eleştirmek için kullandığı bir terimdir. AB genişleme sürecinin başarısı için “yersiz kaygı ve kuşkulardan arınması, önyargılardan ve bencil yaklaşımlardan kurtulması gerekir” diyerek, karşıt argümanların rasyonel değil, duygusal ve irrasyonel temellere dayandığını ima eder. Bu, rakibin pozisyonunu akıl dışı ilan ederek […]
Örtülü Ödenek
Başbakanların devletin gizli hizmet ve giderleri için kullandığı, denetime tabi olmayan bütçe kalemidir. Tansu Çiller’in siyasi kariyeri, örtülü ödenekle ilgili iki büyük skandalla anılır: Selçuk Parsadan dolandırıcılığı ve başbakanlığı devretmeden önce ödenekten 500 milyar TL çektiği iddiası. Çiller’in söyleminde bu terim, genellikle reddettiği, komplo olarak nitelediği ve aklanmakla övündüğü bir suçlama konusudur. Bu konu, onun […]
Otorite
Bayar’ın söyleminde otorite, şahısların keyfi hâkimiyeti değil, “kanunların otoritesi” olarak tanımlanır. Devletin meşru gücünü ve düzeni sağlama kapasitesini ifade eder. Bu vurgu, Bayar’ın düzen ve istikrara verdiği önemi gösterir. Muhalefetin eylemlerinin “anarşiye” veya “şekavete” dönüşmemesi için devletin ve kanunların otoritesinin korunması gerektiğini savunur
Özalizm
Turgut Özal’ın şahsıyla özdeşleşen siyasi ve ekonomik felsefeyi tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Genellikle ekonomik liberalizm, siyasi pragmatizm, sosyal muhafazakârlık ve teknokratik yönetim anlayışının bir karışımını ifade eder. Bu kavram, Özal’ın politikalarının sadece dönemsel bir iktidar pratiği olmadığını, aynı zamanda kendine özgü bir ideolojik çerçeveye sahip olduğunu ima eder.
Özelleştirme
Özal’ın ekonomik programının temel direklerinden biridir. Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin (KİT) özel sektöre devredilmesini ifade eder. Söyleminde özelleştirmeyi, devleti hantal ve verimsiz yapısından kurtaracak, ekonomiye dinamizm getirecek ve “Devlet Baba” anlayışını yıkacak bir reform olarak sunmuştur. Bu kavram, onun liberal ve piyasa odaklı ideolojisinin en somut politika yansımalarından biridir.
Özelleştirme
Yılmaz’ın ve ANAP’ın liberal ekonomi politikasının temel taşlarından biridir. Söyleminde özelleştirmeyi, “halkın sorununun çözülmesi”, “siyasi kirlenmenin önlenmesi” ve “demokrasi” için bir zorunluluk olarak sunar. KİT’lerin (Kamu İktisadi Teşebbüsleri) verimsizliğini ve devlete yük olduğunu savunarak, özelleştirmenin ekonomik rasyonalitenin bir gereği olduğunu vurgular. “Bu özelleştirme ile sadece Türk ekonomisinin değil, çalışanların da çıkarları korunmuştur” gibi ifadelerle, bu […]
Partizanlık
DP’nin muhalefet yıllarında, CHP iktidarının devlet yönetiminde kendi parti üyelerini kayırmasını, devlet imkanlarını parti çıkarları için kullanmasını ve muhaliflere karşı taraflı davranmasını eleştirmek için kullandığı bir suçlama terimidir. DP, “partizan” yönetime son vererek devlet idaresinde tarafsızlığı ve liyakati esas alacağını vaat etmiştir.