Erbakan’ın “Siyonizm” kavramıyla birlikte, dünyadaki küresel sömürü sistemini tanımlamak için kullandığı bir terimdir. Bu ifade, Batı emperyalizminin sadece ekonomik ve siyasi bir sömürüye dayanmadığını, aynı zamanda kendisini diğer ırklardan üstün görme gibi ırkçı bir temele oturduğunu iddia eder. Erbakan’a göre bu zihniyet, dünyayı kendi çıkarları için yönetmeyi ve diğer milletleri köleleştirmeyi hedefler. “Irkçı emperyalizm,” uluslararası […]
Dilbilgisel Kategoriler: İsim
İrtica
Laikliğe karşıt, gerici ve din devleti yanlısı olarak tanımlanan faaliyetler için kullanılan bir terimdir. Demirel’in söyleminde bu kavramın kullanımı, siyasi kariyerindeki döneme göre değişiklik göstermiştir. Başbakanlık dönemlerinde genellikle din ve vicdan özgürlüğünü savunurken ve laikliğin dinsizlik olmadığını vurgularken, Cumhurbaşkanlığı döneminde, özellikle 28 Şubat sürecinde, “irtica“yı Türkiye Cumhuriyeti için en büyük tehditlerden biri olarak tanımlamıştır. Bu […]
İşçi
Bkz. Emek. Ecevit’in siyasi söyleminde ve ideolojisinde merkezi bir konuma sahip olan toplumsal sınıftır. Onun için işçi sınıfı, modern toplumun temel üretici gücü ve sosyal değişimin öncüsüdür.
İslam Birliği
Erbakan’ın dış politika vizyonunun nihai hedefidir. Tüm Müslüman ülkelerin siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel alanlarda bir araya gelerek Batı merkezli küresel düzene karşı bir güç merkezi oluşturması idealini ifade eder. Bu birlik, “ırkçı emperyalizmin” sömürüsünden kurtulmanın ve “Yeni Bir Dünya” kurmanın tek yolu olarak görülür. Erbakan, bu hedefe ulaşmak için beş somut adım önerir: Müslüman […]
İslam Dinarı
Erbakan’ın “İslam Ortak Pazarı” ve “İslam Birliği” projelerinin ekonomik ayağını oluşturan ortak para birimi önerisidir. Bu öneri, Müslüman ülkeleri, “faizci kapitalist sistemin” sömürü aracı olarak görülen dolara ve diğer Batı para birimlerine olan bağımlılıktan kurtarmayı amaçlar. Erbakan, bu fikrin somutluğunu göstermek için 1990’larda bir prototip “1 Dinar” yaptırmış ve bunu TBMM kürsüsünden kamuoyuna tanıtmıştır. Bu […]
İslam Ortak Pazarı
Erbakan’ın, Türkiye’nin Avrupa Ortak Pazarı’na (AET) girmesine alternatif olarak 1970’lerden itibaren savunduğu bir projedir. Bu proje, Türkiye’nin “tarihi ve kültürel bağlarla bağlı olduğu” Müslüman ülkelerle ekonomik bir birlik kurmasını öngörür. Bu pazarın, üye ülkeler arasında gümrüklerin kaldırılması, mal, sermaye ve emek dolaşımının serbest bırakılması gibi adımları içermesi hedeflenir. Amaç, Müslüman ülkelerin kendi aralarındaki ticareti artırarak […]
İsraf
Kamu kaynaklarının gereksiz, lüks ve verimsiz harcamalarla heba edilmesidir. Kılıçdaroğlu’nun söyleminde israf, sadece bir bütçe açığı nedeni değil, aynı zamanda “haram” olan ahlaki bir sorundur. Özellikle “Saray” harcamaları, lüks makam araçları ve gösterişli kamu binaları üzerinden somut örneklerle eleştirilir. “Devlette itibar, israfı önlediğiniz ölçüde artar” diyerek, hükümetin “itibar” gerekçesiyle yaptığı harcamaların aslında itibarsızlık kaynağı olduğunu […]
İstikrar
Siyasi ve ekonomik belirsizliğin sona ermesi, düzenin kararlı bir şekilde devam etmesi durumunu ifade eder. AK Parti söyleminde “istikrar,” partinin tek başına iktidarda olmasıyla doğrudan özdeşleştirilmiştir. Bu retorik, 1990’ların koalisyon hükümetleri dönemindeki siyasi ve ekonomik krizlere bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. “İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün” gibi kampanya sloganları, seçmene AK Parti’ye oy vermemenin kaos, belirsizlik […]
Kalkınma
Bayar’ın tüm siyasi kariyeri boyunca değişmeyen ana hedefi ifade eden şemsiye bir kavramdır. 1930’larda “devletçilik” ve “sanayi planları” ile, 1950’lerde ise “hususi teşebbüs” ve “yabancı sermaye” ile ilişkilendirilmiştir. Yöntemler değişse de amaç hep aynı kalmıştır: Türkiye’yi ekonomik olarak müreffeh, sanayileşmiş ve modern bir ülke haline getirmek. Bu terim, Bayar’ın siyasi söyleminin pragmatik ve sonuç odaklı […]
Karaborsa
Özellikle İkinci Dünya Savaşı yıllarında ve sonrasında yaşanan ekonomik sıkıntılar döneminde, temel tüketim mallarının fahiş fiyatlarla el altından satılmasını ifade eder. DP’nin muhalefet söyleminde “karaborsa“, CHP iktidarının ekonomi yönetimindeki başarısızlığının, yolsuzluğun ve halkın mağduriyetinin bir sembolü olarak kullanılmıştır. Bu terim, halkın günlük hayatta yaşadığı sıkıntılara tercüman olarak, DP’nin popülist çekiciliğini artırmıştır.