Dilbilgisel Kategoriler: Metafor

Acıyı Paylaşmak

Bu ifade, Yılmaz’ın 1999 Gölcük Depremi sonrası yaptığı özeleştirel konuşmanın kilit unsurlarından biridir. “Nasıl ki sevgi paylaştıkça çoğalırsa, acılar da paylaştıkça azalır” cümlesiyle, devletin teknik yetersizliğini kabul ettiği konuşmasına insani ve duygusal bir boyut katmıştır. Retorik işlevi, lideri bürokratik bir figürden çıkarıp, halkla aynı kaderi paylaşan, empati kuran bir “yas tutucu” konumuna getirmektir. Bu ifade, […]

Aferin Beklemek

Yılmaz’ın, partisi ANAP’a yönelik eleştirileri ve siyasi saldırıları püskürtmek için kullandığı bir suçlama kalıbıdır. Özellikle “sivil siyaset dışındaki unsurların taşeronluğuna soyunanların ANAP’a saldırarak bir yerlerden aferin beklediklerini görüyoruz” ifadesinde belirginleşir. Bu söylemle Yılmaz, rakiplerinin meşru bir siyasi eleştiri yapmadığını, aksine askeri veya bürokratik vesayet odaklarına hizmet ederek onlardan takdir (“aferin“) beklediklerini iddia eder. Retorik olarak […]

Ak Günlere

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 1973 genel seçimlerinde kullandığı seçim bildirgesinin ve ana kampanya sloganının adıdır. Bu ifade, basit bir sloganın ötesinde, Ecevit’in siyasi vizyonunu özetleyen güçlü bir metafordur. O dönemdeki sağ iktidarları ve Milliyetçi Cephe hükümetlerini “karanlık” ve “baskıcı” olarak niteleyen bir siyasi ortama karşı, CHP’yi ve Ecevit’i aydınlığın, umudun, refahın ve özgürlüğün taşıyıcısı olarak […]

Ak Güvercin

Bülent Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit ile birlikte kurduğu Demokratik Sol Parti’nin (DSP) amblemi ve siyasi hareketinin sembolüdür. Güvercin, evrensel olarak barışın simgesidir; “ak” (beyaz) olması ise saflığı, temizliği ve yeni bir başlangıcı ifade eder. Bu sembolün seçimi tesadüfi değildir. 1970’lerin kanlı siyasi çatışmaları ve kutuplaşma ortamında Ecevit, kendisini ve hareketini her zaman şiddetin ve kavganın […]

Anne Şefkati

Bu metafor, Çiller’in özellikle terörle mücadele gibi sert güç kullanımını gerektiren politikalarını meşrulaştırmak ve yumuşatmak için kullandığı bir araçtır. Şırnak’ta söylediği “Devletin gücünü anne şefkatiyle sararak getireceğiz” sözü, devletin cezalandırıcı yüzünü, koruyucu ve şefkatli bir anne figürüyle birleştirerek çelişkili bir görüntü yaratır. Bu, hem güvenlik bürokrasisine kararlılık mesajı verirken hem de kamuoyuna devletin “şefkatli” olduğunu […]

Asfalt Yollar

DP’nin “Kalkınma Hamlesi“nin en somut ve görünür sembollerinden biridir. Menderes dönemi, karayolu yapımına büyük önem verilen bir dönemdir ve “asfalt yollar” söylemi, modernleşmenin, ulaşımın kolaylaşmasının ve köyle şehir arasındaki mesafelerin kısalmasının bir metaforu olarak kullanılmıştır. Menderes için her yeni yol, sadece bir altyapı projesi değil, aynı zamanda DP iktidarının ülkeye getirdiği refahın ve ilerlemenin kanıtıydı. […]

Atatürk Yolu

Bayar’ın, kendi siyasi çizgisini ve DP’nin misyonunu Atatürk’ün mirasıyla özdeşleştirmek için kullandığı metaforik bir ifadedir. Bu “yol“, CHP’nin takip ettiği bürokratik ve halktan kopuk yolun aksine, Atatürk’ün asıl hedefi olan “milli irade“ye ve tam demokrasiye giden yol olarak tanımlanır. Bu ifade, CHP’nin Atatürk’ün partisiyken, DP’nin Atatürk’ün “yolu“nun takipçisi olduğunu öne sürerek meşruiyet transferi yapmayı amaçlar.

Avrupa Birliği’nin yolu Diyarbakır’dan geçer

Yılmaz’ın en ikonik ve vizyoner ifadelerinden biridir. 1999’da kullandığı bu slogan, Türkiye’nin AB üyelik sürecini, ülkenin en çetrefilli iç sorunu olan Kürt meselesinin demokratik çözümüne ve insan hakları standartlarının yükseltilmesine doğrudan bağlamıştır. Bu, AB hedefinin sadece bir dış politika meselesi olmadığını, aynı zamanda köklü bir iç demokratikleşme projesi olduğunu ilan eden radikal bir adımdı. Söylem, […]

Baba

Demirel’e özellikle kırsal kesimdeki ve muhafazakar tabanındaki seçmenleri tarafından verilen bir lakaptır. Bu lakap, onun siyasi kimliğini ataerkil, koruyucu, bilge ve güvenilir bir aile reisi figürüyle özdeşleştirir. “Baba“, seçmenle arasında hiyerarşik ama aynı zamanda samimi ve şefkatli bir bağ kurar. Devletin soyut ve uzak yapısını, seçmenin sığınabileceği somut ve ulaşılabilir bir “devlet baba” figürüne dönüştürür. […]

Barajlar Kralı

Demirel’in, özellikle ilk başbakanlık dönemlerinde Türkiye’nin dört bir yanına inşa ettirdiği barajlar ve hidroelektrik santralleri nedeniyle aldığı bir lakaptır. Bu lakap, onun “icraat” ve kalkınma odaklı siyaset anlayışının en somut sembolüdür. “Barajlar Kralı“, onu ülkeyi modernleştiren, elektrifikasyonu ve sulamayı yaygınlaştıran, bozkırı yeşerten bir lider olarak konumlandırır. Bu, soyut ideolojik tartışmalar yerine, halkın hayatına doğrudan dokunan […]

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×