Dilbilgisel Kategoriler: Metafor

Check-up

Mesut Yılmaz’ın, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecini ve Kopenhag Kriterleri’ni yerine getirme çabasını açıklamak için kullandığı tıbbi bir metafordur. “AB sürecinde deyim yerindeyse dünyanın en iyi hastanesinde check-up’a gidiyoruz” diyerek, bu süreci bir dayatma veya egemenlik devri olarak değil, ülkenin “hastalıklarını” teşhis edip iyileşmesi için bir fırsat olarak sunar. Bu metafor, AB kriterlerini rasyonel, bilimsel […]

Demir Perde

Ecevit’in özellikle siyasi kariyerinin ilk dönemlerinde ve gazetecilik yıllarında Sovyetler Birliği ve komünist bloğu tanımlamak için kullandığı, Soğuk Savaş dönemine ait bir metafordur. Bu ifadeyi kullanması, onun anti-komünist duruşunu ve Batı ittifakına olan bağlılığını net bir şekilde ortaya koyar. Ecevit, “emperyalist Sovyet militarizmi” olarak tanımladığı bu bloğun, demokrasi ve özgürlükleri yok eden totaliter bir yapı […]

Demirel’in Dönüşü Ütopya

Cumhurbaşkanlığı görevi sona eren Süleyman Demirel’in siyasete dönme ihtimali üzerine sorulan bir soruya verdiği yanıttır. “Siyasette sular geriye akmaz” diyerek bu ihtimali reddetmesi, siyasi akıl hocası ve selefi olan Demirel ile arasına net bir mesafe koyma ve DYP’nin tek liderinin kendisi olduğunu teyit etme çabasıdır. Bu ifade, siyasi bir öngörüden çok, parti içindeki liderlik mücadelesinde […]

Demiryolları Moskof işidir

Özal’ın, karayolu taşımacılığını ve otomotiv endüstrisini önceliklendiren kalkınma modelini savunurken, demiryolu yatırımlarını komünist/Sovyet tipi bir devletçi planlama anlayışıyla özdeşleştirerek itibarsızlaştırmak için kullandığı iddia edilen bir ifadedir. Bu söz, onun pragmatik ve piyasa odaklı yaklaşımını, devletçi modellere karşıtlığını çarpıcı bir şekilde ortaya koyar.

Devlet baba

Özal’ın, eleştirdiği ve yıkmayı hedeflediği geleneksel patrimonyal devlet anlayışını tanımlamak için kullandığı bir metafordur. Bu anlayışta devlet, vatandaşlarını “kul” olarak gören, her şeye karışan, koruyan ama aynı zamanda cezalandıran bir babadır. Özal’a göre bu anlayış, bireysel girişimin ve özgürlüğün önündeki en büyük engeldir. Bu metaforu kullanarak, kendi liberal devlet anlayışını (hizmet eden devlet) geleneksel anlayışın […]

Devletin Gücünü Anne Şefkatiyle Sararak…

Bkz. Anne Şefkati. Bu, ifadenin tam ve en bilinen halidir. Özellikle terörün yoğun olduğu bölgelerde devletin varlığını hem otoriter hem de merhametli bir güç olarak sunma stratejisini özetler. Bu oksimoronik ifade, Çiller’in cinsiyetlendirilmiş siyaset dilinin en sofistike örneklerinden biridir; zira aynı anda hem “şahin“lere hem de “güvercin“lere, hem otorite arayanlara hem de şefkat bekleyenlere mesaj […]

Dört kaz teslim etsen, akşama üçünü kaybedip gelir

1980 öncesi dönemde, siyasi rakibi Bülent Ecevit’in yönetim becerisini ve hükümetinin etkinliğini eleştirmek için kullandığı aşağılayıcı bir benzetmedir. Bu ifade, Ecevit’i pratik zekadan yoksun, elindeki kaynakları yönetemeyen ve beceriksiz bir lider olarak tasvir eder. “Kaz” gibi kırsal hayata ait bir imge kullanılması, Demirel’in kendi “halk adamı” kimliğini ve pratik zekasını, Ecevit’in ise halktan kopuk ve […]

Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz

“Dün dündür, bugün bugündür” felsefesini pekiştiren, halk dilinden alınmış bir deyimdir. Bu ifade, geçmişin başarıları veya yöntemleriyle bugünün sorunlarının çözülemeyeceğini, her dönemin kendi koşulları ve çözümleri olduğunu anlatır. Retorik olarak, siyasette sürekli bir yenilenme ve adaptasyon gerekliliğini vurgular. Demirel bu sözle hem kendi esnekliğini meşrulaştırır hem de rakiplerini geçmişe takılıp kalmakla, günün gerçeklerinden kopuk olmakla […]

Ekmek İçin Maya Lazım

Erbakan’ın siyasi rakiplerinin projelerinin ve vaatlerinin neden başarısız olmaya mahkum olduğunu açıklamak için kullandığı güçlü bir metafordur. “Un, su, tuz” gibi maddi unsurların bir araya gelmesinin tek başına “ekmek” (başarılı bir sonuç) üretmeye yetmeyeceğini, bunun için asıl gerekli olanın “maya” olduğunu belirtir. Buradaki “maya,” Milli Görüş’ün temsil ettiği inanç, ahlak, maneviyat, doğru ideoloji ve “ruh […]

El ele büyüttük sevgiyi

Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit ile birlikte yazdığı bir şiirin ve bu şiirleri topladıkları kitabın adıdır. Bu dize, onların sadece kişisel ilişkilerini değil, aynı zamanda siyasi yoldaşlıklarını da simgeler. Siyasetin sert ve çatışmacı dünyasına karşı, sevgiyi, dayanışmayı ve insani değerleri öne çıkaran bir ifadedir. Ecevit’in siyasi imajına “şair” ve “zarif” kimliğinin yanı sıra, sadık bir eş […]

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×