Erbakan’ın, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme çabalarını ve bu süreci bir lütuf gibi sunanları eleştirmek için kullandığı meşhur retorik sorusudur. “Adam kalkıyor, ‘Efendim! Avrupa bizi, Avrupa Topluluğu’na layık gördü.’ diyor… Kimmiş Avrupa? Nereye girmemize layık görüyormuş! Biz tarihin en şerefli milletiyiz. Biz Avrupa’yı bir şeye layık görürüz veya görmeyiz” şeklindeki ifadesi, bu söylemin en bilinen örneğidir. […]
Kişiler: Necmettin Erbakan
Kırk Çürük Yumurta Bir Tane Sağlam Yumurta Etmez
Niceliğin değil, niteliğin önemini vurgulamak için kullanılan bir Erbakan aforizmasıdır. Bu ifade, çok sayıda yanlış, ilkesiz veya “çürük” siyasi aktörün veya fikrin bir araya gelmesinin, tek bir doğru, ilkeli ve “sağlam” alternatifi (Milli Görüş) oluşturamayacağını iddia eder. Siyasi koalisyonları veya farklı görüşlerin bir araya gelmesini eleştirmek için kullanılır. Retorik işlevi, kendi hareketinin ideolojik saflığını ve […]
Köle Düzeni
Erbakan’ın, “faizci kapitalist sistemi” ve Türkiye’de uygulanan ekonomik düzeni tanımlamak için kullandığı son derece güçlü ve pejoratif bir ifadedir. Bu tanıma göre, mevcut düzen, faiz ve haksız vergiler yoluyla çalışan insanın ürettiği değerin büyük bir kısmına el koymakta, ona hakkının sadece küçük bir bölümünü vermektedir. Bu durum, modern bir kölelik biçimidir. “Adil Düzen,” bu “köle […]
Kudüs Mitingi
Milli Selamet Partisi’nin 6 Eylül 1980’de Konya’da düzenlediği, İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etmesini protesto etmeyi amaçlayan büyük bir mitingdir. Mitingde İstiklal Marşı’nın protesto edilmesi ve şeriat sloganlarının atılması gibi olaylar, büyük bir kamuoyu tartışması yaratmış ve 12 Eylül 1980 askeri darbesinin gerekçelerinden biri olarak gösterilmiştir. Erbakan’ın siyasi tarihinde bu miting, onun Filistin davasına ve ümmet […]
Kuvveti Üstün Tutan Nizam
“Hakkı Üstün Tutan Nizam”ın (Adil Düzen) karşıtı olarak konumlandırılan ve tarihteki tüm zulüm ve sömürü sistemlerinin ortak zihniyetini ifade eden bir kavramdır. Erbakan’a göre kapitalizm, komünizm, emperyalizm gibi tüm “batıl” sistemler, hakkı ve adaleti değil, gücü (ekonomik, askeri veya siyasi) esas alırlar. Bu nedenle bu sistemler doğaları gereği “ezen-ezilen” ilişkisi üretirler. Retorik işlevi, dünyadaki tüm […]
Lider Ülke Türkiye
Erbakan’ın “Yeniden Büyük Türkiye” vizyonunun bir parçası olarak, Türkiye’nin uluslararası sistemdeki hedefini tanımlayan bir ifadedir. Bu vizyona göre Türkiye, sadece kendi kendine yeten ve kalkınmış bir ülke olmakla kalmayacak, aynı zamanda İslam dünyasına ve tüm ezilen milletlere öncülük eden bir “lider ülke” konumuna yükselecektir. Bu liderlik, D-8’in kurulması ve “İslam Birliği“nin tesis edilmesi gibi projelerle […]
Maddi Kalkınma
Erbakan’ın söyleminde, bir ülkenin sanayileşmesi, teknolojik ilerlemesi, ekonomik büyümesi ve refah seviyesinin artması gibi somut gelişmeleri ifade eder. Ancak Erbakan için maddi kalkınma tek başına bir amaç değildir ve “manevi kalkınma“dan ayrı düşünülemez. “Önce Ahlak ve Maneviyat” ilkesi gereği, manevi temelleri sağlam olmayan bir maddi kalkınma, toplumu mutluluğa ve saadete ulaştırmaz, aksine ahlaki çürümeye yol […]
Manevi Kalkınma
Erbakan’ın kalkınma anlayışının temel taşıdır ve maddi kalkınmanın ön koşulu olarak görülür. Manevi kalkınma, toplumun ve bireylerin İslam’ın ahlaki ve manevi değerlerine göre eğitilmesi, helal-haram bilincinin yerleşmesi ve ekonomik faaliyetler de dahil olmak üzere hayatın her alanında bu değerlerin rehber edinilmesidir. Bu, Kuran kursları, imam hatip okulları ve İslam enstitülerinin yaygınlaştırılması gibi somut eğitim politikalarını […]
Masonluk
Erbakan’ın söyleminde, küresel Siyonizm’in hedeflerine hizmet eden gizli ve etkili bir örgütlenme olarak tanımlanır. Mason locaları, “Dünya Siyonizmi“nin önemli bir aktörü olarak görülür ve Türkiye’deki siyasi ve ekonomik kararları perde arkasından etkilediği iddia edilir. Bu kavram, “dış mihraklar” anlatısının bir parçasıdır ve ülkedeki olumsuz gelişmelerin arkasında gizli ve organize bir gücün olduğu fikrini pekiştirmek için […]
Milli Görüş
Necmettin Erbakan tarafından 1960’ların sonunda kurulan ve onun liderliğinde gelişen siyasi-İslami hareketin ve ideolojinin adıdır. Erbakan’a göre Milli Görüş, ithal ve “taklitçi” diğer ideolojilerin aksine, “bu milletin inancı, tarihi, kimliği, ruh köküdür” ; yani milletin kendisidir. Temel özellikleri arasında İslamcılık, ümmetçilik, anti-emperyalizm, anti-Siyonizm, yerlilik ve millilik bulunur. Siyasi hedefi, “Önce Ahlak ve Maneviyat” ilkesiyle “Yeniden […]

Necmettin Erbakan Karnesi
Tematik Odak Dağılımı
Sık Kullandığı Terimler
Kişiler: Necmettin Erbakan Hakkında
Necmettin Erbakan’ın yarım asra yayılan siyasi kariyeri boyunca inşa ettiği dil, Türk siyasi tarihinde kendine özgü bir yer işgal eder. Bu dil, sadece politik bir pozisyonu ifade etmenin ötesinde, bütüncül bir dünya görüşünü, alternatif bir medeniyet tasavvurunu ve bu tasavvurun hayata geçirilmesi için gerekli olan kurumsal ve ahlaki altyapıyı tanımlayan karmaşık bir yapıdır. Erbakan’ın söyleminin merkezinde, hem bir mühendis-profesör olarak sahip olduğu teknik yetkinliği hem de İslami bir cemaatin manevi rehberi kimliğini birleştiren “Hoca” personası yer alır. Bu çift yönlü kimlik, onun siyasi iletişim stratejisinin temelini oluşturur. Bir yandan “Ağır Sanayi Hamlesi” ve “Adil Düzen” gibi projeleri somut, rasyonel ve teknik verilerle sunarak teknokratik bir meşruiyet alanı yaratırken ; diğer yandan bu projeleri İslami referanslar ve ahlaki bir zorunluluk çerçevesine oturtarak manevi bir mobilizasyon sağlar. Erbakan’ın siyasi lügatini anlamak, bu iki damarın nasıl iç içe geçtiğini ve birbirini nasıl beslediğini çözümlemeyi gerektirir. Bu giriş bölümü, Erbakan’ın söylemini ayakta tutan dört temel direği analiz ederek onun siyasi dilinin analitik bir çerçevesini sunmaktadır: Didaktik-teknokrat söylem, Manichean dünya görüşü, ahlaki ve manevi üstünlük retoriği ve inşacı (yapıcı) dil.
Necmettin Erbakan, Türk siyasetçi, mühendis ve akademisyendir. Başbakan yardımcılığı ve başbakanlık görevlerinde bulunmuştur. Başbakanlık görevini 28 Haziran 1996 ile 30 Haziran 1997 tarihleri arasında devam ettirmiştir. 28 Şubat sürecinden sonra istifa etmeye zorlanmış ve kendisine 5 yıl süreliğine siyaset yasağı verilmiştir. Alman Ekonomi Bakanlığı için motorların daha az yakıt kullanımı konusunda araştırmalar yapmış ve bu konuda ilgili bakanlığa bir rapor sunmuş olan Erbakan’ın bu dönemde yazdığı dizel motorlarda püskürtülen yakıtın nasıl tutuşturulduğunu matematik bağlamında izah etmiş ve bu doçentlik tezi Alman ilim çevrelerinde büyük ilgi görmüştür. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Alman üniversitelerinde ilk Türk ilim adamı olan Erbakan, 1953’te doçentlik sınavını vermek üzere Türkiye’ye dönmüş ve bu sınavı başarıyla vererek henüz 27 yaşındayken Türkiye’nin en genç doçenti olmuştur.