Erbakan’ın, Milli Görüş dışındaki tüm siyasi partileri ve ideolojileri tanımlamak için kullandığı kapsayıcı ve pejoratif bir terimdir. Bu görüşler, Batı’nın kapitalist veya sosyalist modellerini körü körüne taklit ettikleri, ülkenin kendi “ruh kökü“ne ve milli bünyesine uygun çözümler üretemedikleri için “taklitçi” olarak nitelendirilir. “Taklitçiler zihniyeti,” ülkenin geri kalmışlığının ve sömürüye açık olmasının temel nedeni olarak görülür. […]
Kişiler: Necmettin Erbakan
Tebliğ
İslam’daki “doğruyu, hakkı bildirme ve davet etme” görevini ifade eden bir kavramdır. Erbakan’ın siyaset anlayışında tebliğ, Milli Görüş davasının ve “Adil Düzen” projesinin “görüşü ve görüntüsü ne olursa olsun” herkese anlatılmasıdır. Bu anlayış, siyaseti sadece oy isteme faaliyeti olarak değil, aynı zamanda insanları “Hak“ka davet etme ve onlara kurtuluş yolunu gösterme gibi manevi bir görev […]
Tekeden Süt Çıkarır
Milli Görüş hareketinin icraat gücünü, imkansız gibi görünen işleri başarma yeteneğini ve pratik zekasını ifade etmek için kullanılan bir deyimdir. Bu ifade, hareketin kaynak yetersizliği veya zorlu koşullar gibi engellere takılmayacağını, her durumda bir çözüm üretebileceğini ve somut sonuçlar alabileceğini iddia eder. Retorik işlevi, harekete olan güveni artırmak, onun pragmatik ve sonuç odaklı olduğunu vurgulamak […]
Timsah (metafor)
Erbakan’ın “Siyonizm” veya “ırkçı emperyalizm” olarak adlandırdığı küresel sömürü sistemini görselleştirmek ve somutlaştırmak için kullandığı alegorik bir metafordur. Bu timsahın anatomisi detaylı bir şekilde tanımlanmıştır: Üst çenesi ABD, alt çenesi AB, kuyruğu İsrail, gövdesi ise G-7 ülkeleri ve onlarla işbirliği yapan yerli iş adamları, gazeteciler ve yöneticilerdir. Bu metafor, karmaşık jeopolitik ilişkileri, dinleyicinin zihninde kolayca […]
TÜMOSAN (Türk Motor Sanayii ve Ticaret A.Ş.)
Erbakan’ın “Ağır Sanayi Hamlesi” vizyonunun en sembolik projelerinden biridir. Türkiye’nin motor ve traktör ihtiyacını yerli üretimle karşılamak amacıyla kurulmuştur. Erbakan’ın anlatısında TÜMOSAN, sadece bir fabrika değil, Türkiye’nin teknolojik bağımsızlığa ve “Lider Ülke” olma hedefine giden yolda atılmış dev bir adımdır. Bu ve benzeri “SAN’lı” fabrikalar (TAKSAN, TEMSAN vb.), “montaj sanayi“ne karşı “milli sanayi“nin zaferini simgeler. […]

Necmettin Erbakan Karnesi
Tematik Odak Dağılımı
Sık Kullandığı Terimler
Kişiler: Necmettin Erbakan Hakkında
Necmettin Erbakan’ın yarım asra yayılan siyasi kariyeri boyunca inşa ettiği dil, Türk siyasi tarihinde kendine özgü bir yer işgal eder. Bu dil, sadece politik bir pozisyonu ifade etmenin ötesinde, bütüncül bir dünya görüşünü, alternatif bir medeniyet tasavvurunu ve bu tasavvurun hayata geçirilmesi için gerekli olan kurumsal ve ahlaki altyapıyı tanımlayan karmaşık bir yapıdır. Erbakan’ın söyleminin merkezinde, hem bir mühendis-profesör olarak sahip olduğu teknik yetkinliği hem de İslami bir cemaatin manevi rehberi kimliğini birleştiren “Hoca” personası yer alır. Bu çift yönlü kimlik, onun siyasi iletişim stratejisinin temelini oluşturur. Bir yandan “Ağır Sanayi Hamlesi” ve “Adil Düzen” gibi projeleri somut, rasyonel ve teknik verilerle sunarak teknokratik bir meşruiyet alanı yaratırken ; diğer yandan bu projeleri İslami referanslar ve ahlaki bir zorunluluk çerçevesine oturtarak manevi bir mobilizasyon sağlar. Erbakan’ın siyasi lügatini anlamak, bu iki damarın nasıl iç içe geçtiğini ve birbirini nasıl beslediğini çözümlemeyi gerektirir. Bu giriş bölümü, Erbakan’ın söylemini ayakta tutan dört temel direği analiz ederek onun siyasi dilinin analitik bir çerçevesini sunmaktadır: Didaktik-teknokrat söylem, Manichean dünya görüşü, ahlaki ve manevi üstünlük retoriği ve inşacı (yapıcı) dil.
Necmettin Erbakan, Türk siyasetçi, mühendis ve akademisyendir. Başbakan yardımcılığı ve başbakanlık görevlerinde bulunmuştur. Başbakanlık görevini 28 Haziran 1996 ile 30 Haziran 1997 tarihleri arasında devam ettirmiştir. 28 Şubat sürecinden sonra istifa etmeye zorlanmış ve kendisine 5 yıl süreliğine siyaset yasağı verilmiştir. Alman Ekonomi Bakanlığı için motorların daha az yakıt kullanımı konusunda araştırmalar yapmış ve bu konuda ilgili bakanlığa bir rapor sunmuş olan Erbakan’ın bu dönemde yazdığı dizel motorlarda püskürtülen yakıtın nasıl tutuşturulduğunu matematik bağlamında izah etmiş ve bu doçentlik tezi Alman ilim çevrelerinde büyük ilgi görmüştür. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Alman üniversitelerinde ilk Türk ilim adamı olan Erbakan, 1953’te doçentlik sınavını vermek üzere Türkiye’ye dönmüş ve bu sınavı başarıyla vererek henüz 27 yaşındayken Türkiye’nin en genç doçenti olmuştur.