Kişiler: Tansu Çiller

Kimse Türkiye’nin Bir Kadın Başbakanı Kadar Mağdur Edilmedi

Çiller’in kendisine yöneltilen eleştirileri ve siyasi saldırıları kişisel ve cinsiyet temelli bir mağduriyet anlatısına dönüştürmek için kullandığı kilit bir ifadedir. Bu sözle, yaşadığı zorlukların sadece siyasi bir rekabetten kaynaklanmadığını, aynı zamanda “kadın” olduğu için daha fazla ve haksız bir şekilde hedef alındığını ima eder. Bu retorik, hem kadın seçmenlerle empati kurmayı hem de rakiplerini “kadın […]

Kurşun Atan da Yiyen de…

Tam hali “Bu millet uğruna, ülke uğruna, devlet uğruna kurşun atan da yiyen de her zaman bizim için saygıyla anılır. Onlar şereflidirler” olan bu ifade , 3 Kasım 1996’daki Susurluk Kazası sonrası yapılmış en tartışmalı açıklamalardan biridir. Bu söz, devlet adına hareket ettiğini iddia eden yasa dışı unsurları (Abdullah Çatlı gibi) meşrulaştırma ve onlara sahip […]

Merhaba Asker!

Çiller’in, zabıta tören kıtasını denetlerken onlara “Merhaba asker!” diye selam vermesiyle ortaya çıkan bir gaftır. Bu hata, protokol ve devlet teamülleri konusundaki bilgisizliği veya dikkatsizliği olarak yorumlanmış ve uzun süre alay konusu olmuştur. Bu tür gaflar, bir başbakanın ciddiyeti ve devlet yönetimine hakimiyeti konusunda kamuoyunda olumsuz bir algı yaratma potansiyeli taşır. Siyasi imajının hem halka […]

Mesut Yılmaz Kaçtı

1995 seçimleri öncesinde ve sonrasında, en büyük rakibi olan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ı hedef almak için sürekli tekrarladığı bir polemik ifadesidir. “Kaçmak” fiili, Yılmaz’ı bir siyasi rakip olarak değil, tartışmadan, sorumluluktan ve yüzleşmekten korkan bir “korkak” olarak tasvir eder. Bu kişiselleştirilmiş saldırı, siyasi gündemi politika tartışmalarından uzaklaştırıp, liderlerin cesareti ve karakteri üzerine bir çekişmeye […]

Mübarek Kurban Şeker Bayramınız Kutlu Olsun

İki farklı dini bayram olan Kurban Bayramı ile Şeker (Ramazan) Bayramı’nı birleştirerek yaptığı bir kutlama gafıdır. Bu hata, Çiller’in halkın dini ve kültürel değerlerine olan aşinalığı konusunda soru işaretleri yaratmış ve samimiyetinin sorgulanmasına neden olmuştur. Rakipleri tarafından, onun halktan kopuk ve elitist bir figür olduğu yönündeki iddiaları desteklemek için kullanılmıştır.

O Bayrak İnecek, O Asker Gidecek

Ocak 1996’da Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan Kardak Krizi sırasında, Yunanistan’ın adaya bayrak dikip asker çıkarmasına karşı gösterdiği sert tepkiyi ifade eden kararlı bir ültimatomdur. Bu söz, geri adım atılmayacağını, egemenlik haklarından taviz verilmeyeceğini ve gerekirse askeri gücün kullanılacağını net bir şekilde ortaya koyar. Bu ifade, Çiller’in ulusal kriz anlarında “şahin” ve kararlı bir lider […]

Onbaşı Olma Şerefsizliği

28 Şubat sürecinde kurulan ANASOL-D hükümetinin Başbakanı Mesut Yılmaz’ı hedef alırken kullandığı, büyük tepki çeken bir ifadedir. “Seçilmiş hiçbir genel başkan onbaşı olma şerefsizliğini göstermedi” sözü, Yılmaz’ı askerin emrine girmiş, iradesi olmayan bir “siyasi onbaşı” olarak nitelendirir. Ancak “onbaşı” rütbesini “şerefsizlik” ile yan yana kullanması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en alt rütbesindeki askerlere hakaret olarak algılanmış […]

Örtülü Ödenek

Başbakanların devletin gizli hizmet ve giderleri için kullandığı, denetime tabi olmayan bütçe kalemidir. Tansu Çiller’in siyasi kariyeri, örtülü ödenekle ilgili iki büyük skandalla anılır: Selçuk Parsadan dolandırıcılığı ve başbakanlığı devretmeden önce ödenekten 500 milyar TL çektiği iddiası. Çiller’in söyleminde bu terim, genellikle reddettiği, komplo olarak nitelediği ve aklanmakla övündüğü bir suçlama konusudur. Bu konu, onun […]

Osmanlı Beşlisi

2002 seçimleri öncesinde rakiplerini hedef alırken kullandığı bir el hareketini ve metaforu tanımlar. “Bu nedir? Bir elin beş parmağı. Bunu ne yapacaksın? Bunların üstüne bir Osmanlı beşlisini indireceksin” sözüyle, rakiplerine karşı sert ve cezalandırıcı bir tavır takınacağını ima eder. “Osmanlı beşlisi” veya “Osmanlı tokadı” deyimi, gücü, kararlılığı ve tarihi bir devamlılığı simgeler. Bu ifade, seçmene […]

Susurluk

3 Kasım 1996’da Balıkesir’in Susurluk ilçesinde meydana gelen ve devlet-siyaset-mafya ilişkilerini ortaya çıkaran trafik kazasıyla anılan skandaldır. Çiller’in siyasi lügatinde “Susurluk,” onun devlet anlayışını ve güvenlik paradigmasını en net şekilde ortaya koyan olaydır. Kazanın ardından yaptığı “Kurşun atan da yiyen de şereflidir” açıklaması, bu olaya bakışını özetler. Susurluk, Çiller için devletin bekası adına yürütülen “kirli […]

Tansu Çiller

Tansu Çiller Karnesi

Tematik Odak Dağılımı

Sık Kullandığı Terimler

Kişiler: Tansu Çiller Hakkında

Tansu Çiller’in siyasi sahneye çıkışı, Türkiye’nin 1990’lı yıllarının kaotik ve belirsiz atmosferi içinde değerlendirilmelidir. Bu on yıl; yüksek enflasyon, kırılgan koalisyon hükümetleri, PKK ile tırmanan çatışma, Susurluk skandalı gibi olaylarla devlet-siyaset-mafya ilişkilerinin sorgulanması ve siyasal İslam’ın yükselişi gibi köklü dönüşümlerle karakterize olmuştur. Çiller’in siyasi söylemi, bu çalkantılı ortama verilmiş stratejik bir yanıtlar bütünü olarak okunmalıdır. Söylemi, tek bir ideolojik eksene sabitlenmek yerine, dönemin gerektirdiği farklı kimlikleri aynı anda veya art arda sergileyebilen performatif bir nitelik taşır. Bu çok katmanlı retorik yapıyı anlamak için, söyleminin dayandığı dört temel direği analiz etmek gerekmektedir: Teknokrat kimlik ve popülist vaatlerin sentezi, “şahin” milliyetçilik ve devletin bekası söylemi, cinsiyetlendirilmiş siyaset ve “milletin anası/bacısı” arketipi, ve son olarak kutuplaştırıcı ve meydan okuyan polemik dili. Bu dört direk, Çiller’in siyasi lügatinin hem yapı taşlarını hem de stratejik esnekliğini ortaya koymaktadır.

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×