Menderes’in, en büyük siyasi rakibi İsmet İnönü’nün muhalefet tarzını ve iktidara dönme arzusunu aşağılamak için kullandığı metaforik bir suçlamadır. “İsmet Paşa hastadır. (…) Onun hastalığının adı iktidar hastalığıdır” sözüyle İnönü’nün eleştirilerini, ülkenin sorunlarına yönelik meşru bir endişe olarak değil, uzun yıllar elinde tuttuğu gücü kaybetmenin yarattığı patolojik bir hırs olarak sunar. Bu retorik, rakibi siyasi bir aktör olmaktan çıkarıp, psikolojik bir vaka olarak tasvir ederek onu itibarsızlaştırmayı ve argümanlarını çürütmeyi hedefler. Bu, siyasi rakipleri kişiselleştirerek ve patolojize ederek saldırma taktiğinin bir örneğidir.
Menderes’in, özellikle iktidarının son yıllarında, her türlü muhalif eylemi (basın eleştirileri, öğrenci gösterileri, muhalefet partilerinin mitingleri vb.) tanımlamak için kullandığı genelleyici ve kriminalize edici bir terimdir. Bu ifade, meşru demokratik hakların kullanımını, ülkenin düzenini ve istikrarını bozmaya yönelik kasıtlı ve kötü niyetli eylemler olarak çerçeveler. “Yıkıcı faaliyetler” söylemi, hükümetin otoriterleşmesinin ve eleştiriye tahammülsüzlüğünün bir göstergesidir. […]
Menderes’in, CHP’nin başını çektiği muhalefetin yıkıcı ve uzlaşmaz olduğunu düşündüğü tutumuna yönelik kişisel sitemini ve öfkesini yansıtan bir ifadedir. Bu söz, siyasi eleştirinin ötesine geçerek, muhalefeti gayrimeşru ve hatta gayriahlaki bir konuma yerleştirir. “Düşman” kelimesinin kullanılması, siyasi rekabetin ne kadar sertleştiğini ve Menderes’in muhalefeti artık meşru bir rakip olarak değil, neredeyse kişisel bir hasım olarak […]
Nisan 1960’ta, 27 Mayıs Darbesi’nden kısa bir süre önce, DP meclis grubu tarafından kurulan ve olağanüstü yetkilerle donatılmış bir meclis araştırma komisyonudur. Resmi amacı, CHP’nin ve basının “yıkıcı faaliyetlerini” soruşturmaktı. Ancak komisyona verilen; savcı, yargıç gibi hareket etme, yayın yasağı koyma, tutuklama kararı verme gibi yetkiler, onu anayasal güçler ayrılığı ilkesini ihlal eden bir baskı […]