Devlet Bahçeli’nin siyasi lügatinin anahtar taşı, temel direği ve en sık başvurduğu kavramdır. Kelime anlamı “kalıcılık, süreklilik, sonsuzluk” olan beka, Bahçeli’nin söyleminde devletin ve milletin varlığının ebediyen korunması için verilen kesintisiz ve varoluşsal mücadeleyi ifade eder. Beka, sadece dış tehditlere karşı bir savunma durumu değil, aynı zamanda iç siyasetteki her konuyu (seçimler, ekonomi, yargı kararları) […]
Dilbilgisel Kategoriler: Kavram
Çağdaş Atatürkçülük
Özal’ın, Atatürkçülüğü statik ve dogmatik bir ideoloji olarak gören geleneksel yoruma karşı geliştirdiği bir kavramdır. Ona göre Atatürkçülük, “muasır medeniyet seviyesine” ulaşma hedefidir ve bu hedefe ulaşmanın yolu, çağın gereklerine uygun olarak serbest piyasa ekonomisini ve demokrasiyi benimsemektir. Bu yorum, hem Atatürkçülüğün katı laik yorumundan rahatsız olan muhafazakâr kesimleri rahatlatma hem de kendi liberal politikalarını […]
Çağdaş Uygarlık Düzeyi
Atatürk’ün Türkiye için belirlediği hedefi ifade eden bu kavram, Ecevit’in söyleminde de sıkça yer alır. Ancak Ecevit, bu kavramı kendi demokratik sol perspektifinden yeniden yorumlar. Ona göre “çağdaş uygarlık düzeyi,” sadece teknolojik ve ekonomik ilerleme anlamına gelmez. Aynı zamanda sosyal adaletin, demokrasinin, insan haklarının ve özgürlüklerin en üst seviyede yaşandığı bir toplumsal yapıyı ifade eder. […]
Dava
Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in siyasi mücadelesini tanımlamak için kullanılan kutsal ve aşkın bir kavramdır. “Dava“, basit bir siyasi program veya parti hedefi değil, nesiller boyu sürecek olan Türk-İslam ülküsünü gerçekleştirme misyonudur. Bu kavram, siyaseti dünyevi bir faaliyet olmaktan çıkarıp, onu uğruna fedakârlık yapılan, şehitler verilen manevi bir yolculuğa dönüştürür. “Davamız tarla davası değil, millet davasıydı, Türklük davasıydı, […]
Davam
Erbakan’ın Milli Görüş hareketini ve siyasi mücadelesini tanımlamak için kullandığı, aynı zamanda temel görüşlerini anlattığı kitabının da adıdır. “Dava” kelimesi, siyasi bir programdan daha fazlasını; uğruna ömür adanan, ilahi bir kaynağı olan, ahlaki bir amacı bulunan ve nesiller boyu sürecek kutsal bir mücadeleyi ifade eder. Bu dava, “Hak nizamı hâkim kılmak” ve “tüm insanlığın saadeti” […]
Demokrasi
Bayar’ın siyasi lügatinin, özellikle 1946 sonrası döneminin en merkezi kavramıdır. Ancak bu kavramı, liberal demokrasilerdeki gibi denge-denetleme mekanizmalarını içeren çoğulcu bir yapıdan ziyade, halkın iradesinin sandık yoluyla doğrudan iktidara yansıdığı çoğunlukçu bir sistem olarak tanımlar. DP’nin kuruluş amacı “memlekette demokrasinin tam manasıyla tahakkuk etmesi” olarak açıklanmıştır. Muhalefetteyken CHP’ye karşı bir özgürlük ve meşruiyet talebi olan […]
Devlet
Ecevit’in söyleminde zaman içinde anlamı ve vurgusu değişen, çift karakterli bir kavramdır. 1970’lerdeki “halkçı” Ecevit için “devlet,” halkın yararına yeniden düzenlenmesi, sosyal adaleti sağlamak için ekonomiye müdahale etmesi gereken bir araçtır (“sosyal devlet“). Ancak aynı zamanda, içindeki “kontrgerilla” gibi illegal yapılarla, halktan kopuk ve baskıcı olabilen bir aygıttır. Bu dönemde vurgu, devleti halka hizmet ettirmek […]
Devlet Aklı
Siyasi partilerin günlük çekişmelerinin ve anlık çıkarlarının ötesinde, devletin uzun vadeli çıkarlarını ve bekasını gözeten, tarihsel bir derinliğe sahip, rasyonel ve soğukkanlı bir yönetim anlayışını ifade eder. Bahçeli, MHP’nin ve kendisinin politikalarını sık sık “devlet aklı” ile hareket etmenin bir gereği olarak sunar. Özellikle kritik anlarda alınan kararlar (örneğin Cumhur İttifakı’nın kurulması), parti çıkarlarından ziyade […]
Devlet baba
Özal’ın, eleştirdiği ve yıkmayı hedeflediği geleneksel patrimonyal devlet anlayışını tanımlamak için kullandığı bir metafordur. Bu anlayışta devlet, vatandaşlarını “kul” olarak gören, her şeye karışan, koruyan ama aynı zamanda cezalandıran bir babadır. Özal’a göre bu anlayış, bireysel girişimin ve özgürlüğün önündeki en büyük engeldir. Bu metaforu kullanarak, kendi liberal devlet anlayışını (hizmet eden devlet) geleneksel anlayışın […]
Devletçilik
Ecevit, CHP’nin altı okundan biri olan devletçilik ilkesini kendi “demokratik sol” anlayışı çerçevesinde yeniden yorumlamıştır. Onun devletçilik anlayışı, katı sosyalist bir modelde olduğu gibi tüm üretim araçlarının devletleştirilmesini veya özel teşebbüsün tamamen ortadan kaldırılmasını savunmaz. Ecevit’e göre devletçilik, ekonominin ne tek başına devletin ne de tek başına özel sektörün tekelinde olmasına izin vermeyen bir denge […]