Devletin varlığının ve bütünlüğünün korunmasının her türlü siyasi mülahazanın üzerinde olduğu fikrini ifade eden bir kavramdır. Bayar bu terimi, özellikle dış tehditler veya iç karışıklıklar karşısında milli birliği ve devletin otoritesini vurgulamak için kullanmıştır. Bu, onun İttihat ve Terakki geleneğinden gelen devlet merkezli siyaset anlayışının bir yansımasıdır.
Dilbilgisel Kategoriler: Kavram
Din ve vicdan özgürlüğü
Özal’ın liberal felsefesinin üç temel ayağından biridir (diğerleri teşebbüs ve düşünce özgürlüğü). Bu kavramı, sadece laikliğin bir gereği olarak değil, aynı zamanda muhafazakâr tabanına bir güvence olarak sunmuştur. Onun dilinde bu özgürlük, devletin dini hayata müdahale etmemesi ve dindar vatandaşların kamusal alanda kimlikleriyle var olabilmesi anlamına gelir. Bu vurgu, onun liberal-muhafazakâr sentezinin temel harcıdır.
Dış Politika
Ecevit’in söyleminde dış politika, “ulusal onur,” “bağımsızlık” ve “çok yönlülük” ilkeleri üzerine kuruludur. Başbakanlık yaptığı dönemlerde Türkiye’nin sadece Batı’ya endeksli bir politika izlemesine karşı çıkmıştır. NATO üyeliğini sorgulamamakla birlikte, ABD ile ilişkilerde eşit ve onurlu bir ortaklık kurulmasını savunmuş, bunu haşhaş ve Kıbrıs krizlerinde göstermiştir. Aynı zamanda, komşu ülkelerle, Sovyetler Birliği ve diğer sosyalist ülkelerle, […]
Dört Eğilim
ANAP’ın kuruluş felsefesini özetleyen bir kavramdır. Türkiye siyasetinin ana damarları olan milliyetçilik, muhafazakârlık, liberalizm ve sosyal adaleti (sosyal demokrasiye bir gönderme) tek bir çatı altında birleştirme iddiasını taşır. Bu söylem, 12 Eylül öncesinin keskin ideolojik ayrışmalarına bir tepki olarak doğmuştur. Retorik işlevi, ANAP’ı bir “kitle partisi” olarak konumlandırmak ve farklı seçmen gruplarına aynı anda hitap […]
Düşünme Yöntemi
Ecevit’in şiire ve sanata yüklediği işlevi tanımlamak için kullandığı bir ifadedir. Kendisiyle yapılan bir söyleşide, şiiri bir iletişim aracı veya topluma mesaj verme yolu olarak değil, “bir düşünme yöntemi” olarak gördüğünü belirtmiştir. Ona göre şiir ve sanat, “düzyazı diliyle düşünülebilenin ötesine geçme” imkanı sunar. Bu ifade, Ecevit’in entelektüel derinliğini ve siyaseti sadece pragmatik bir eylem […]
Ecdat
Türk milletinin atalarını, özellikle de büyük devletler kurmuş, zaferler kazanmış tarihi şahsiyetleri ifade eden saygı dolu bir kavramdır. Bahçeli’nin söyleminde “ecdat“, bugünkü nesillere ilham veren, onlara sorumluluklarını hatırlatan ve milli kimliğin temelini oluşturan bir referans noktasıdır. “Ecdattan köşe bucak kaçmak” gibi ifadelerle, milli tarihe ve değerlere ihanet etmenin büyük bir vebal olduğu vurgulanır. Ecdat mirasına […]
Emek
Ecevit’in demokratik sol ideolojisinin temel taşıdır. Onun için “emek,” sadece bir üretim faktörü değil, toplumun en değerli ve onurlu kesimidir. Siyasi mücadelesinin merkezine, emeğin sömürülmesine karşı çıkmayı ve emekçilerin haklarını (işçiler, köylüler, memurlar) korumayı koymuştur. Çalışma Bakanlığı döneminde grev ve toplu sözleşme yasalarını çıkarması, bu ilkenin somut bir yansımasıdır. “Ne ezen ne ezilen, insanca hakça […]
Feodalite
Ecevit’in söyleminde “feodalite” veya “ağalık düzeni,” Türkiye’nin geri kalmışlığının ve sosyal adaletsizliğin temel nedenlerinden biridir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki toplumsal yapıyı eleştirirken bu kavrama başvurur. “Toprak işleyenin, su kullananın” sloganı, doğrudan bu feodal toprak mülkiyeti düzenini hedef alır. Ecevit’e göre feodalite, sadece ekonomik bir sömürü sistemi değil, aynı zamanda insanların iradesini baskı altına alan, […]
Fıtrat
Bir şeyin yaratılışındaki öz, karakter ve değişmez doğa anlamına gelen bir kavramdır. Bahçeli bu terimi iki temel bağlamda kullanır. Birincisi, Türk milletinin “asil kanından” gelen ve değişmez olan kahramanlık ve mücadele ruhunu ifade etmek içindir: “hiç kimse fıtrat değişir zannetmesin, bu kan yine o kandır”. İkincisi ise, siyasi rakiplerinin, özellikle de iktidarın, maden kazaları gibi […]
Gerçek Cumhuriyetçilik
DP’nin, CHP’nin cumhuriyetçilik anlayışına karşı geliştirdiği alternatif bir kavramdır. Bu anlayışa göre, cumhuriyetçilik sadece bir rejim şekli değil, aynı zamanda “millet hâkimiyetine” dayanan demokratik bir içerik taşımalıdır. DP, CHP’yi cumhuriyeti bir “tek parti” yönetimine indirgemekle suçlarken, kendilerinin “gerçek cumhuriyetçiliği“, yani demokrasi ve özgürlüklerle taçlandırılmış bir cumhuriyeti savunduğunu iddia eder. Bu, Atatürk mirasını sahiplenme stratejisinin bir […]