Dilbilgisel Kategoriler: Kavram

Laiklik

Ecevit’in siyasi düşüncesinde merkezi ve zamanla vurgusu değişen bir ilkedir. Kariyerinin başından sonuna kadar laikliğin tavizsiz bir savunucusu olmuştur. Ancak onun laiklik anlayışı iki farklı dönemde incelenebilir. 1970’lerde, özellikle muhafazakâr kitlelere ulaşma çabasıyla “inançlara saygılı laiklik” formülünü geliştirmiştir. Bu, laikliğin din karşıtlığı olmadığını, aksine tüm inançların güvencesi olduğunu vurgulayan daha liberal ve kapsayıcı bir yorumdur. […]

Liberal Muhafazakârlık

Özal’ın ve ANAP’ın siyasi ideolojisini tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Ekonomide liberalizmi (serbest piyasa, özelleştirme, dışa açılma) ve sosyal hayatta muhafazakârlığı (aile, din, gelenekler) birleştiren bir sentezi ifade eder. Bu sentez, hem Batı ile entegrasyonu savunan modernleşmeci kesimlere hem de geleneksel değerlere bağlı muhafazakâr kitlelere aynı anda hitap etmeyi amaçlamıştır.

Liyakat

Kılıçdaroğlu’nun söyleminin temel taşlarından biridir. Devlet yönetiminde ve kamudaki görevlendirmelerde partizanlık, akrabalık veya sadakat yerine, işin ehli olmanın, bilgi, birikim ve yeteneğin esas alınması gerektiğini savunan ilkedir. Ona göre, devletteki çürümenin ve adaletsizliğin temel nedeni liyakat sisteminin çökmesidir. “Devlet; liyakatle, bilgiyle, birikimle, adaletle yönetilir” sözü, onun yönetim felsefesinin özetidir. Liyakati, adaletin bir ön koşulu olarak […]

Maddi Kalkınma

Erbakan’ın söyleminde, bir ülkenin sanayileşmesi, teknolojik ilerlemesi, ekonomik büyümesi ve refah seviyesinin artması gibi somut gelişmeleri ifade eder. Ancak Erbakan için maddi kalkınma tek başına bir amaç değildir ve “manevi kalkınma“dan ayrı düşünülemez. “Önce Ahlak ve Maneviyat” ilkesi gereği, manevi temelleri sağlam olmayan bir maddi kalkınma, toplumu mutluluğa ve saadete ulaştırmaz, aksine ahlaki çürümeye yol […]

Manevi Kalkınma

Erbakan’ın kalkınma anlayışının temel taşıdır ve maddi kalkınmanın ön koşulu olarak görülür. Manevi kalkınma, toplumun ve bireylerin İslam’ın ahlaki ve manevi değerlerine göre eğitilmesi, helal-haram bilincinin yerleşmesi ve ekonomik faaliyetler de dahil olmak üzere hayatın her alanında bu değerlerin rehber edinilmesidir. Bu, Kuran kursları, imam hatip okulları ve İslam enstitülerinin yaygınlaştırılması gibi somut eğitim politikalarını […]

Meclis Murakabesi

“Meclis denetimi” anlamına gelen bu ifade, Dörtlü Takrir‘in ve DP’nin ilk yıllarındaki temel taleplerinden biridir. Hükümetin eylem ve işlemlerinin, milletin temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından etkin bir şekilde denetlenmesi gerektiğini savunur. Bu talep, tek parti döneminde zayıfladığı iddia edilen yasama organının yürütme karşısındaki gücünü yeniden tesis etmeyi ve böylece “Milli İrade“nin üstünlüğünü sağlamayı […]

Milli Birlik ve Kardeşlik

Türk milletini oluşturan tüm unsurların ayrım gözetmeksizin bir ve bütün olduğu, ortak bir geleceği paylaştığı idealini ifade eden bir kavramdır. Bahçeli’nin söyleminde “milli birlik ve kardeşlik“, ülkenin bekasının en temel şartıdır. Terörün ve “bölücü” faaliyetlerin asıl hedefinin bu birliği ve kardeşliği bozmak olduğu sık sık vurgulanır. Bu ifade, MHP’nin bölücü ve ayrıştırıcı siyasetlere karşı birleştirici […]

Milli Güvenlik Meselesi

Normalde askeri ve stratejik tehditler için kullanılan bu kavram, Bahçeli’nin dilinde genişletilerek, muhalefet partilerinin politikaları, bazı sivil toplum faaliyetleri, hatta yargı kararları gibi pek çok iç siyaset unsurunu kapsayacak şekilde kullanılır. Bir konuyu “milli güvenlik meselesi” olarak tanımlamak, o konuyu normal demokratik tartışma süreçlerinin dışına çıkarmak ve devletin en sert tedbirleri almasını meşrulaştırmak anlamına gelir. […]

Milli İktisat

Cumhuriyetin ilk yıllarında, yabancı sermayenin egemenliğindeki Osmanlı ekonomisinden, ulusal sermayeye ve yerli üretime dayalı bağımsız bir ekonomi modeline geçiş idealini ifade eden bir kavramdır. Bayar’ın İktisat Vekili olarak yürüttüğü politikaların (İş Bankası’nın kurulması, sanayi planları, devlet tekelleri) temel felsefesidir. Bu terim, ekonomik bağımsızlığın siyasi bağımsızlığın bir ön koşulu olduğu fikrini yansıtır.

Milli İrade

Bayar’ın ve Demokrat Parti’nin siyasi söyleminin temel taşı olan bu kavram, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu ve milletin bu egemenliği serbest seçimlerle tecelli ettirdiği fikrini ifade eder. Bayar için “Milli İrade,” parlamentodaki çoğunluğun iradesiyle eş anlamlıdır ve bu iradenin üzerinde hiçbir vesayet (bürokratik, askeri vb.) kabul edilemez. Retorik işlevi çift yönlüdür: 1946-1950 muhalefet döneminde, […]

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×