Kişiler: Adnan Menderes

Barajlar Kralı

Menderes döneminde başlatılan büyük ölçekli baraj ve hidroelektrik santral projeleri nedeniyle, dönemin Başbakanı’na ve daha sonra halefi olan Süleyman Demirel’e atfedilen popüler bir unvandır. Bu ifade, DP’nin kalkınma ve imar odaklı siyasetinin bir sembolüdür. Barajlar; elektrifikasyon, sulama ve sanayileşme gibi modernleşme hedeflerinin en somut göstergeleri olarak sunulmuştur. “Kral” ifadesi, Menderes’in bu alandaki liderliğini ve icraatlarının […]

Basın Hürriyeti

Menderes’in muhalefet yıllarında ve iktidarının ilk dönemlerinde sıkça savunduğu bir ilkedir. DP’nin kuruluşuna yol açan “Dörtlü Takrir“de de basın özgürlüğünü kısıtlayan kanunların değiştirilmesi talebi yer alıyordu. Menderes, hükümet programında matbuat hürriyetinin demokratik bir rejimin temeli olduğunu vurgulamıştır. Ancak zamanla, özellikle basından gelen eleştiriler sertleştikçe, DP hükümeti basın üzerindeki kontrolü artıran yasalar çıkarmış, gazeteleri kapatmış ve […]

Baskı Rejimi

DP’lilerin, özellikle Menderes’in, 1950 öncesi CHP iktidarını tanımlamak için kullandığı pejoratif bir ifadedir. Bu terim, tek parti dönemini siyasi özgürlüklerin kısıtlandığı, basının susturulduğu, muhalefetin ezildiği ve halkın iradesinin yok sayıldığı bir “zulüm dönemi” olarak çerçeveler. DP, kendi iktidarını bu “baskı rejimi“ne son veren bir “Beyaz İhtilal” olarak sunarak meşruiyetini güçlendirmiştir. İronik olarak, iktidarının son yıllarında […]

Beni Atatürk Keşfetti

Menderes’in, siyasi kariyerinin başlangıcını doğrudan Mustafa Kemal Atatürk’e bağlayan ve sıkça tekrarladığı bir anlatıdır. Bu ifadeye göre, Atatürk bir Aydın ziyareti sırasında genç Menderes’in yeteneklerini fark etmiş ve onun milletvekili adayı olmasını bizzat sağlamıştır. Bu anlatının retorik işlevi çok katmanlıdır: 1) Menderes’in siyasi meşruiyetini, rakibi olan CHP’nin kurucusuna dayandırarak güçlendirir. 2) Kendisini, İsmet İnönü gibi […]

Beş Parasız ve Bir Sandalyesiz

Menderes’in, Demokrat Parti’nin kuruluş sürecindeki zorlukları ve imkansızlıkları anlatmak için kullandığı bir ifadedir. “Beş parasız ve bir sandalyesiz kurulmuş olan Demokrat Parti, dört senede iktidarı ele geçirecek kadar muazzam bir kudretin sahibi olmuştur” sözüyle , partinin gücünü maddi imkanlardan veya devlet desteğinden değil, doğrudan milletin sevgisi ve desteğinden aldığını vurgular. Bu, bir “Dava” hareketi oldukları […]

Beyaz İhtilal

DP’nin 14 Mayıs 1950’de seçimle iktidara gelmesini tanımlamak için kullanılan güçlü bir metafordur. “İhtilal” kelimesinin seçilmesi, bu olayın basit bir hükümet değişikliği olmadığını, 27 yıllık CHP düzeninin kökten ve geri dönülmez bir şekilde yıkıldığını ima eder. “Beyaz” sıfatı ise bu devrimin kansız, şiddetsiz ve en önemlisi halkın oylarıyla, yani demokratik ve lekesiz bir şekilde gerçekleştiğini […]

Buhran Tellallığı

Menderes’in, özellikle 1950’lerin ikinci yarısında yaşanan ekonomik sıkıntıları (enflasyon, mal darlığı vb.) dile getiren muhalefet partilerini, basını ve aydınları suçlamak için kullandığı bir terimdir. Bu ifadeye göre, ortada gerçek bir ekonomik “buhran” yoktur; sadece muhalefet, halkı paniğe sevk etmek ve hükümeti zayıflatmak için kasıtlı olarak “buhran” söylentisi yaymaktadır. “İsmet Paşa buhran var diyor. Buhran İsmet […]

Adnan Menderes

Adnan Menderes Karnesi

Tematik Odak Dağılımı

Sık Kullandığı Terimler

Kişiler: Adnan Menderes Hakkında

Adnan Menderes, Türk siyasi tarihinin en tartışmalı ve dönüştürücü figürlerinden biri olarak, sadece politikalarıyla değil, aynı zamanda kullandığı dille de derin izler bırakmıştır. 1950’de Demokrat Parti’yi (DP) iktidara taşıyan “Yeter! Söz Milletindir!” sloganından, iktidarının son yıllarında toplumu keskin bir şekilde bölen “Vatan Cephesi” çağrısına kadar Menderes’in söylemi, siyasi hedeflerini hayata geçirmede kullandığı en temel araç olmuştur. Bu lügat, Menderes’in kelimelerini, sloganlarını ve metaforlarını sadece yüzey anlamlarıyla değil, aynı zamanda bu ifadelerin ardındaki ideolojik çerçeveyi, retorik stratejileri ve siyasi işlevleri ortaya koyarak analiz etmeyi amaçlamaktadır. Menderes’in dili, basit bir iletişim aracı olmanın ötesinde, bir meşruiyet inşa etme, muhalefeti gayrimeşrulaştırma, toplumu mobilize etme ve nihayetinde iktidarı konsolide etme mekanizması olarak işlev görmüştür.

Ali Adnan Ertekin Menderes, 1950-60 yılları süresince Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanlığını yapmış, İstiklal Madalyası sahibi Türk siyasetçi, devlet adamı ayrıca hukukçudur. On senelik iktidarının, tek başbakanı (22 Mayıs 1950 – 27 Mayıs 1960) oldu ve o döneme damgasını vurdu. İktidarı zamanında, 5 hükümet kurdu. Bu süreç içinde, Türkiye’nin iç ve dış siyasetinde büyük gelişmeler oldu. Sanayileşme ve şehirleşme hamlesi başladı. Köye makine girdi. Ulaşım, enerji, eğitim, sağlık, sigorta ve bankacılık yeniden başlatıldı. Türkiye kalkınma kavramıyla tanıştı. Menderes, 27 Mayıs askeri darbesinin sonunda, 17 Eylül 1961 tarihinde asılarak idam edilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 1990 yılında çıkardığı yasa ile Menderes ve onunla beraber idam edilen vatandaşlara itibarlarını iade etmiştir. Adnan Menderes, kötü bir sona sahip olmasına rağmen Türkiye’de 10 binlerce insana yakından hizmet etmiş, görevince gereken tüm çalışmalara özen göstermiş bilinmesi gereken bir siyasi lider konumundadır.

×

Giriş Yap

Üye Ol

Büyütülmüş Resim ×