Erbakan’ın başbakanlığı döneminde (1997) Türkiye’nin öncülüğünde Bangladeş, Mısır, Endonezya, İran, Malezya, Nijerya ve Pakistan’ın katılımıyla kurulan ekonomik işbirliği örgütüdür. Erbakan için D-8, sadece bir ekonomik birlik değil, “zulüm dünyası yerine yeni bir adil dünya düzeni kurulması” yolunda atılmış somut bir adım ve bu “yeni saadet dünyasının çekirdeği“dir. Bayrağındaki altı yıldız, örgütün temel ilkelerini simgeler: “Savaş […]
Kişiler: Necmettin Erbakan
Davam
Erbakan’ın Milli Görüş hareketini ve siyasi mücadelesini tanımlamak için kullandığı, aynı zamanda temel görüşlerini anlattığı kitabının da adıdır. “Dava” kelimesi, siyasi bir programdan daha fazlasını; uğruna ömür adanan, ilahi bir kaynağı olan, ahlaki bir amacı bulunan ve nesiller boyu sürecek kutsal bir mücadeleyi ifade eder. Bu dava, “Hak nizamı hâkim kılmak” ve “tüm insanlığın saadeti” […]
Dirayet
Erbakan’ın Milli Görüş’ün “fiziği” olarak tanımladığı beş temel kavramdan biridir (diğerleri hidayet, feraset, sebat ve sabır). Dirayet, tevhid ve adalet inancının müminlere hak ve adaleti savunmada kazandırdığı kararlılık, beceri ve yönetim yeteneği anlamına gelir. Dirayet sahibi insanlar, hedeflerine ulaşma yolunda hiçbir tehdit ve zorluktan yılmazlar, karşılaştıkları sorunları çözme ve engelleri aşma kabiliyetine sahiptirler. Siyasi söylemdeki […]
Dış Mihraklar
Türkiye’nin iç işlerine müdahale eden, ülkenin milli ve manevi kalkınmasını engellemeye çalışan yabancı güçleri ve odakları tanımlamak için kullanılan genel bir ifadedir. Erbakan’ın söyleminde “dış mihraklar,” genellikle “Siyonizm” ve “emperyalizm” ile eş anlamlı olarak kullanılır. Bu güçlerin Türkiye’deki siyasi istikrarsızlıkların, ekonomik krizlerin ve toplumsal çatışmaların arkasında olduğu ima edilir. Retorik işlevi, ülke içindeki sorunların kaynağını […]
Ekmek İçin Maya Lazım
Erbakan’ın siyasi rakiplerinin projelerinin ve vaatlerinin neden başarısız olmaya mahkum olduğunu açıklamak için kullandığı güçlü bir metafordur. “Un, su, tuz” gibi maddi unsurların bir araya gelmesinin tek başına “ekmek” (başarılı bir sonuç) üretmeye yetmeyeceğini, bunun için asıl gerekli olanın “maya” olduğunu belirtir. Buradaki “maya,” Milli Görüş’ün temsil ettiği inanç, ahlak, maneviyat, doğru ideoloji ve “ruh […]
Faiz
Erbakan’ın ekonomik sistem eleştirisinin merkezinde yer alan ve “zulüm” ile “haksızlık” olarak tanımlanan kavramdır. Faiz, üretmeden, emek harcamadan başkasının kazancı üzerinden haksız bir pay almak olarak görülür. Erbakan’a göre faiz, “faizci kapitalist sistemin” ve “köle düzeninin” temel sömürü aracıdır. Ekonomik olarak enflasyonun, ahlaki olarak ise toplumsal çürümenin ana nedenidir. “Adil Düzen” projesinin en temel vaadi, […]
Faizci Kapitalist Sistem
Erbakan’ın, dünyayı yöneten mevcut ekonomik ve siyasi düzeni tanımlamak için kullandığı birleşik bir kavramdır. Bu sistemin temelinde faiz yoluyla sömürü yattığını ve bu sömürünün “Siyonizm” ve “ırkçı emperyalizm” tarafından kendi küresel hakimiyetlerini sürdürmek için kullanıldığını savunur. Bu sistem, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar; az gelişmiş ülkeleri borç batağına sürükleyerek sömürür ve ahlaki çürümeye […]
Feraset
Milli Görüş’ün “fiziğini” oluşturan beş temel erdemden biridir. Feraset, olayların ardındaki gerçeği görme, doğru ile yanlışı, dost ile düşmanı ayırt etme yeteneği ve öngörü kabiliyetidir. Erbakan’a göre bu özellik, özellikle “dış mihrakların” ve “Siyonizm’in” karmaşık ve sinsi oyunlarını anlamak için elzemdir. Siyasi söylemde bu kavram, liderin ve hareketin olayları doğru okuduğunu, aldanmadığını ve aldatılmadığını ima […]
Gümüş Motor
Necmettin Erbakan’ın 1956’da bir grup arkadaşıyla birlikte kurduğu, Türkiye’nin ilk yerli motor fabrikasıdır. Erbakan’ın siyasi anlatısında Gümüş Motor, bir ticari girişimden çok daha fazlasını ifade eder; “Ağır Sanayi Hamlesi“nin ve milli sanayileşme idealinin ilk tohumu, bir prototipidir. “Şeftaliden başka bir şey üretemeyiz” diyen “taklitçi” zihniyete karşı, bu milletin kendi imkanlarıyla motor üretebileceğinin somut bir kanıtı […]
Hak
Erbakan’ın dünya görüşünün merkezinde yer alan, “Batıl“ın karşıtı olan pozitif kutuptur. Kur’ani bir referansa sahip olan “Hak,” ilahi doğruyu, adaleti, sömürüsüz bir düzeni ve İslam medeniyetinin temsil ettiği değerler bütününü ifade eder. Erbakan’a göre tarih, “Hakkı üstün tutan” zihniyet ile “Kuvveti üstün tutan” zihniyet arasındaki mücadelenin sahnesidir. Milli Görüş, bu mücadelenin modern dünyadaki “Hak” temsilcisidir. […]

Necmettin Erbakan Karnesi
Tematik Odak Dağılımı
Sık Kullandığı Terimler
Kişiler: Necmettin Erbakan Hakkında
Necmettin Erbakan’ın yarım asra yayılan siyasi kariyeri boyunca inşa ettiği dil, Türk siyasi tarihinde kendine özgü bir yer işgal eder. Bu dil, sadece politik bir pozisyonu ifade etmenin ötesinde, bütüncül bir dünya görüşünü, alternatif bir medeniyet tasavvurunu ve bu tasavvurun hayata geçirilmesi için gerekli olan kurumsal ve ahlaki altyapıyı tanımlayan karmaşık bir yapıdır. Erbakan’ın söyleminin merkezinde, hem bir mühendis-profesör olarak sahip olduğu teknik yetkinliği hem de İslami bir cemaatin manevi rehberi kimliğini birleştiren “Hoca” personası yer alır. Bu çift yönlü kimlik, onun siyasi iletişim stratejisinin temelini oluşturur. Bir yandan “Ağır Sanayi Hamlesi” ve “Adil Düzen” gibi projeleri somut, rasyonel ve teknik verilerle sunarak teknokratik bir meşruiyet alanı yaratırken ; diğer yandan bu projeleri İslami referanslar ve ahlaki bir zorunluluk çerçevesine oturtarak manevi bir mobilizasyon sağlar. Erbakan’ın siyasi lügatini anlamak, bu iki damarın nasıl iç içe geçtiğini ve birbirini nasıl beslediğini çözümlemeyi gerektirir. Bu giriş bölümü, Erbakan’ın söylemini ayakta tutan dört temel direği analiz ederek onun siyasi dilinin analitik bir çerçevesini sunmaktadır: Didaktik-teknokrat söylem, Manichean dünya görüşü, ahlaki ve manevi üstünlük retoriği ve inşacı (yapıcı) dil.
Necmettin Erbakan, Türk siyasetçi, mühendis ve akademisyendir. Başbakan yardımcılığı ve başbakanlık görevlerinde bulunmuştur. Başbakanlık görevini 28 Haziran 1996 ile 30 Haziran 1997 tarihleri arasında devam ettirmiştir. 28 Şubat sürecinden sonra istifa etmeye zorlanmış ve kendisine 5 yıl süreliğine siyaset yasağı verilmiştir. Alman Ekonomi Bakanlığı için motorların daha az yakıt kullanımı konusunda araştırmalar yapmış ve bu konuda ilgili bakanlığa bir rapor sunmuş olan Erbakan’ın bu dönemde yazdığı dizel motorlarda püskürtülen yakıtın nasıl tutuşturulduğunu matematik bağlamında izah etmiş ve bu doçentlik tezi Alman ilim çevrelerinde büyük ilgi görmüştür. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Alman üniversitelerinde ilk Türk ilim adamı olan Erbakan, 1953’te doçentlik sınavını vermek üzere Türkiye’ye dönmüş ve bu sınavı başarıyla vererek henüz 27 yaşındayken Türkiye’nin en genç doçenti olmuştur.