Bir şeyin yaratılışındaki öz, karakter ve değişmez doğa anlamına gelen bir kavramdır. Bahçeli bu terimi iki temel bağlamda kullanır. Birincisi, Türk milletinin “asil kanından” gelen ve değişmez olan kahramanlık ve mücadele ruhunu ifade etmek içindir: “hiç kimse fıtrat değişir zannetmesin, bu kan yine o kandır”. İkincisi ise, siyasi rakiplerinin, özellikle de iktidarın, maden kazaları gibi […]
Dilbilgisel Kategoriler: İsim
Gaf
Mesut Yılmaz’ın siyasi kariyeriyle özdeşleşmiş bir kavramdır. “Kağıttepe“, “İşsizlerimiz kadınlaştırıldı”, “Allah’ı size emanet ediyorum“, “Çekin milletin elinden cebinizi” gibi çok sayıda dil sürçmesi, siyasi hayatı boyunca “gaf” olarak nitelendirilmiş ve sık sık gündem olmuştur. Bu gaflar, onun teknokrat ve mesafeli imajını pekiştirmiş, halktan kopuk olduğu yönündeki eleştirilere malzeme vermiştir. Söylem analizinde bu gaflar, sadece komik […]
Gökberk Kitabeleri
Çiller’in, Türk tarihinin en önemli yazılı anıtları olan “Göktürk Kitabeleri” (Orhun Yazıtları) demek isterken yaptığı bir başka gaftır. Bu tür tarihsel ve kültürel hatalar, özellikle milliyetçi söylemi yoğun bir şekilde kullanan bir lider için, entelektüel birikimi ve konuya hakimiyeti konusunda ciddi şüpheler uyandırmıştır. Rakipleri tarafından, onun milliyetçiliğinin derinlikli bir bilgiden çok, yüzeysel ve ezbere dayalı […]
Gümrük Birliği
Türkiye’nin 1 Ocak 1996’da Avrupa Birliği ile gerçekleştirdiği Gümrük Birliği anlaşması, Çiller’in başbakanlık döneminin en önemli ve tartışmalı icraatlarından biridir. Çiller’in söyleminde bu terim, Türkiye’yi Batı dünyasıyla bütünleştiren, modernleştiren ve ekonomik olarak ileriye taşıyan tarihi bir başarı olarak sunulmuştur. “Türkiye’yi Gümrük Birliğine kim soktu? Ben soktum. Peki Avrupa Birliğine kim sokacak? Ben sokacağım” sözü, bu […]
Gümüş Motor
Necmettin Erbakan’ın 1956’da bir grup arkadaşıyla birlikte kurduğu, Türkiye’nin ilk yerli motor fabrikasıdır. Erbakan’ın siyasi anlatısında Gümüş Motor, bir ticari girişimden çok daha fazlasını ifade eder; “Ağır Sanayi Hamlesi“nin ve milli sanayileşme idealinin ilk tohumu, bir prototipidir. “Şeftaliden başka bir şey üretemeyiz” diyen “taklitçi” zihniyete karşı, bu milletin kendi imkanlarıyla motor üretebileceğinin somut bir kanıtı […]
Hak
Erbakan’ın dünya görüşünün merkezinde yer alan, “Batıl“ın karşıtı olan pozitif kutuptur. Kur’ani bir referansa sahip olan “Hak,” ilahi doğruyu, adaleti, sömürüsüz bir düzeni ve İslam medeniyetinin temsil ettiği değerler bütününü ifade eder. Erbakan’a göre tarih, “Hakkı üstün tutan” zihniyet ile “Kuvveti üstün tutan” zihniyet arasındaki mücadelenin sahnesidir. Milli Görüş, bu mücadelenin modern dünyadaki “Hak” temsilcisidir. […]
Hak-Batıl Mücadelesi
Erbakan’ın siyasi, sosyal ve uluslararası tüm olayları yorumlamak için kullandığı temel analitik çerçevedir. Bu kavramsallaştırmaya göre, insanlık tarihi Hz. Adem’den bu yana “Hak”kı temsil eden peygamberlerin yolu ile “Batıl“ı temsil eden sömürücü ve zalim güçlerin mücadelesinden ibarettir. Günümüzde bu mücadelenin “Hak” tarafında İslam ve Milli Görüş, “Batıl” tarafında ise Siyonizm/ırkçı emperyalizm ve onların yerli/yabancı müttefikleri […]
Halk
Ecevit’in söyleminin merkezinde yer alan, siyasetinin öznesi ve meşruiyet kaynağı olan bir kavramdır. Ecevit’in “halk” anlayışı, CHP’nin geleneksel elitist ve bürokratik halkçılık anlayışından bir kopuşu temsil eder. Onun için halk, soyut bir kitle değil, somut sorunları olan, ezilen, sömürülen işçiler, köylüler, memurlar ve dar gelirlilerdir. “Halkçı Ecevit” lakabı, onun siyasetini halkın çıkarları üzerine kurma iddiasından […]
Haşhaşi
Tarihteki Hasan Sabbah liderliğindeki, fedaileriyle suikastlar düzenleyen Nizari-İsmaili tarikatına bir göndermedir. Bu terim, 17-25 Aralık 2013 sonrası Gülen Cemaati (FETÖ) için kullanılmıştır. Bu benzetme, cemaati sadece bir “ihanet şebekesi” olarak değil, aynı zamanda liderlerine körü körüne itaat eden, uyuşturulmuş ve her türlü emri sorgusuzca yerine getiren tehlikeli bir suikast örgütü olarak çerçeveler. Bu, cemaat mensuplarını […]
Hasım
“Düşman” kelimesine göre daha stratejik ve kontrollü bir tona sahip olmakla birlikte, yine de siyasi rakibi meşru bir aktör olarak görmediğini belirten bir ifadedir. Bahçeli, Türkiye’nin milli menfaatlerine aykırı hareket eden herkesi “hasım” olarak nitelendirir. Bu kelime, aradaki ilişkinin bir rekabet değil, kökleri derinde olan bir karşıtlık ve mücadele olduğunu vurgular. “Hasım çevreler” ifadesiyle, Türkiye’ye […]